Hırs öfke doludur, azim ise bilgelik ve dinginlik gerektirir. Hırs, elde etmeye çalışılan şey için, başkalarına zarar verebilmektir. Genelde kısa süreli olur ve her yol mubahtır, acemi işidir. Azim ise uzun süreli davranışa yansır, profesyonel işidir. Başkalarına zarar vermeyi akıllarından dahi geçirmemektir. Hırs, kararında olduğu zaman yani azim ve çalışmayla birleşirse, motivasyonu arttırır ve bu da başarıya olumlu olarak yansır. Ancak fazla hırs, insanı tabiri caiz ise yoldan çıkarır ve yanlış adımlar atmasına neden olur. Haliyle bu durum da başarısızlığa götürür insanı… Başarı azim gerektirir; Azim ise irade. Gerçek başarı, başarısız olma korkusunu yenebilmektir. Yani, yapmakta ısrar ettiğimiz şey gitgide kolaylaşır, işin niteliği değişmez; ama bu işi yapma yeteneğimiz artar. Başarı, sadece azim ve ısrara bağlı!

Bu konu ile ilgili, (Albert Einstein’ının) çok anlamlı şu sözüne yer vermek istiyorum. Çok hırslı insanlar toplumda övülür ve hep başarıya ulaştıkları düşünülür. Ama hırslı insanlar bana; Kendilerini durmadan yıpratan, hiçbir zaman doymayan, başarı için her yol mubah diyecek kadar ilkelerinden uzaklaşabilen insanlar gibi gelirler…

İnsanların hayattan beklentileri arasında, başarı belki de en önemli unsurdur. Huzurlu ve refah bir yaşam sürmenin yolu, hiç şüphesiz başarıdan geçer. Hayattan beklentileri fazla olan insanlar, başarının önemini daha çok kavrayanlardır. Refah bir yaşamın ana kaynağı, aslında azimle çalışan işten kaynaklanır. Bir insan hangi işi yapıyor olursa olsun, mutlaka başarılı olmayı hedeflemelidir. Başarı bir yolculuktur, bir varış noktası değildir. Her ne kadar zihnimizde birbirinden farklı ve tezat imgeler oluştursalar da, sonu gelmeyen isteklere ulaşabilmek için tüm engelleri yenme kararlılığı gösterme durumunda, hırs ve azmin birbirini bütünler kavramlar haline gelmesi mümkündür. Zaten bazı kişilerin karakterini tanımlarken, pekiştirici bir ifade olarak “hırs ve azimli” denilmektedir. Bu bağlamda; Arzu varsa çözüm de vardır, diyorum.

Şöyle ki; Hırs göstererek arzulayan; Kaybetmeye şükrederek arzulayan da kazanmaya mahkûmdur. Fakat hırsların sonuna ulaşmak, gökkuşağının ucuna erişmeye benzer, biz ulaşırken onlar kaçıp gider. Unutmayalım ki; Dünya herkese yetecek büyüklükte, onun için, başkasının yerini kapmaktansa, çalışarak gerçek yerimizi bulmalıyız… Örneğin; Bir koyun sürüsünün içine salıverilmiş iki aç kurdun, o sürüye verdiği zarar, mala ve mevkiye düşkün bir adamın, dinine verdiği zarardan daha büyük değildir…

Kısacası; Güçlü olan, yenilmeyen, yalnız “Azimdir.” Azim ve sebat, insanların en büyük yardımcısıdır. En gururlu olunması gereken konulardan biridir, azimli olmak. Azim denilince akla yalnızca bir işte çalışmak durumu gelmemelidir. Üzdüğünüz bir kişinin gönlünü almak için çabalamak da azimli olduğunuzun göstergesidir… Zirve kendisine güvenen insanların durağıdır…