İnsanlara zarar veren doğal faaliyetlerin hepsi bir felaket düzeyinde doğal afetleri oluşturur. Can ve mal kaybının yaşandığı, önlenemeyen doğa olaylarının sonuçları felaket, oluşması afettir.
Doğal afetlerden en etkili olanlarından biri de depremlerdir. Yer kabuğunda denizaltı ya da karalarda, toprağın ya da yer kabuğunun parçalanarak yer değişmesinden açığa çıkan kuvvetin dalgalar halinde yeryüzüne ulaşması ve yıkıcı etkiler oluşturmasıdır.
Depremler insanlara zarar verir. Mal ve can kaybına neden olur. Şehirleri yerle bir eder. Tarım alanlarının ve sanayi alanlarının yok olmasına neden olur.
Evet, ne yazık ki; güzel Türkiye’m de bu afetle sarsıldı.
AFAD Verilerine göre 6 Şubat 2023 tarihinde saat 4,17’ de meydana gelen Maraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli 7.7 büyüklüğünde deprem bir çok ilde hissedildi; yıkıma ve can kaybına sebep oldu. Bu deprem, 1939 Erzincan depreminden sonra ülkede yaşanan en büyük depremle bir kez daha yaşandı. Ve 6 Şubat 2023 saat 13, 24’te Maraş Elbistan Merkezli 7.6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Bu şiddetli sarsıntı Suriye’de de yıkım yarattı. Birleşmiş Milletler 5 milyon 370 bin kişinin evsiz kaldığını açıkladı.
7.7 ve 7.6 büyüklüğünde yaşanan iki depremle başta Hatay, Adıyaman, Malatya, Gaziantep, Diyarbakır, Adana, Ş.urfa, Osmaniye ve Kilis yıkıma uğradı. Çöken binalarda binlerce kişi enkaz altında kaldı. Türkiye depremin yaralarını sarmaya devam ederken her geçen saat ile beraber, depremin bilançosu arttı.
Evet; önce ışıklar karardı, sonra dünyalar, bir sabahtı uyanmaya çalıştık, ya becerebildik uyanmayı ya da sonsuz bir uykuya daldık, ayrı kaldık. Kaybettik yitirdik… bir gecede bütün hayallerimizden vazgeçip, hayatta kalmak için dualar ettik!
Kimi kefensiz, kimi sahipsiz, kimi de isimsiz gömüldü ve bir kez enkazlar da kepçe kalkınca, cansız bedenler aşağı düştü. Bir daha anladık ki, ne para, ne pul ne de şöhret her şey boş. Gerçek olan bir şey var o da ölüm…
Şöyle ki; nefes alırken zorlandığımız günler yaşıyoruz. Su içerken yorulduğumuz, evimizde otururken, utandığımız. Ne yağan karın ne de donduran ayazın söndüremediği bir ateş var üzerimizde. Gücümüzün yetmediği, derdi derdin sahibine Rabbimize bıraktık…
Kısacası; dün evi olanların bu gün evi yok, dün nefes alıp hayatta olanlar bu gün yok, anla artık insanoğlu peşinden koştuğumuz dünya ne kadar boş.
Hz. Muhammed (S.A.V) derki: ben ağlıyorum ümmetime ne oldu diye şükredin ki Rabbim dağı taşı birbirine katmıyor, siz yolunuzu şaşırdınız, yalan dünyanın zevkine daldınız, mahşeri unuttunuz, uyanın artık ümmetim…
Rabbim büyük felaketlerden korusun cümlemizi. Allah’ım sen birlik ve beraberliğimizi doğal afetlerle sınama Ya rabbim!
Deprem hepimizi derinden üzdü kahır etti, vefat eden binlerce insanımıza, canlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine büyük sabır, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Bir an önce hala devam eden, yaşanan, deprem ve artçılarının geçmesi, dileğiyle, Allah cümlemizi korusun inşallah. Üst üste yaşanan depremlerle sarsılan vatandaşlarımıza geçmiş olsun. Rabbim aynı çaresizliği bir daha yaşatmasın…