Deprem Malatya’yı deyim yerindeyse yerle bir etti. Malatya’yı bilmeyenler, ‘yıkımın bu kadar çok olduğunu bilmiyorduk’ diyorlar. Malatya’ya geldiklerinde ise büyük şaşkınlık yaşıyorlar.
Malatya her konuda olduğu gibi depremde de sesini duyuramadı. Kent yıkıldı, bitti, her yer enkaz ama sorsanız her şey güllük gülistanlık! Nasıl olur kardeşim?
Kentin her noktasında büyük yıkım var. Hala binalar patlatılarak yıkılıyor. Mahalle aralarında yıkımlar sürüyor. Malatya’da öyle bir yıkım var ki kente gelmeye gerek yok bir fotoğraf karesinden bile bunu anlayabilirsiniz.
Şimdilerde klasik bir cümle var; “Malatya’da ölü sayısı çok değil ama yıkım çok.” Kardeşim yüzlerce kişi depremde hayatını kaybetmiş ki birbirinden çelişkili rakamlar verdiniz. “Ölü sayısı az” ne demek? Böyle bir açıklama olabilir mi? Bir kişi bile ölse bunda sizin hatanız yok mu? İnsanlara kaliteli binalar yapmayıp, depreme dayanıksız evlerde oturtmak ya da zemini çürük yerlere imar, ruhsat vermek. Ölü sayısı azmış…
Gelin gelelim Malatya’nın ekstra bir sorunu daha var. 2 bin 500 civarında orta hasarlı bina ne olacak? Yıkılacak mı, güçlendirilecek mi ne olacak? Bakan diyor ki, Cumhurbaşkanı da öyle diyormuş, “Biz, orta hasarlı binaları ağır hasarlı olarak görmek istiyoruz.” AK Parti Malatya İl Başkanı ise “Güçlendirilecek” diyor. Vatandaş ne yapsın?
Orta hasarlı binalarla ilgili alınan bir karar yok. Net bir ifade de yok. Kış geldi gelecek. Bu binada yaşayanlar ne yapacak?