Kur’an-ı Kerim-e göre ölüm ahiret yolculuğunun başlangıcıdır. Her ne kadar insanoğlu bu dünyada yaşamını yitirmiş olsa da öteki dünyaya olan göçü başlamıştır.

Ölüm her canlının tadacağı bir olaydır. Her ne kadar fani dünyaya insanlar kendini kaptırsa da sonunda ölümle karışılacaktır. Her canlı ölümü tadacaktır. Bir deneme olarak sizi iyilikle ve kötülükle imtihan ederiz.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (S.A.V) Hadislerinde ve Kur’an’da ölüm ile ilgili ayetler yer almaktadır.

Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur…

(Buhari, Merda, 19)

“hiçbiriniz başına gelen bir sıkıntıdan dolayı ölümü istemesin. Eğer mutlaka isteyecek olursa, Allah’ım, yaşamak benim için hayırlı olduğu sürece beni yaşat, ölüm benim için hayırlıysa canımı al!’ desin.”

Nisa/ 78. Ayet

Her nerede olursanız olun, isterse tahkim edilmiş sağlam ve yüksek kaleler içinde bulunun ölüm mutlaka gelir sizi yakalar. Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır. Sonra duyuların ötesinde olan şeyleri de, duyular sahasına giren her şeyleri de, duyular sahasına giren her şeyi de çok iyi bilen Allah’ın huzuruna çıkarılacaksınız; O da size yaptıklarınızı tek tek haber verecektir…

Biz sizi gerçek değerinizi ortaya çıkarmak için şerle de hayırla da imtihan ediyoruz. Sonunda zaten bize döneceksiniz. O ki, hanginizin daha güzel işler yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. Kudreti daima üstün gelen ve günahları çok bağışlayan yalnız O’dur!

Nisa / 18. Ayet;

Yoksa hayatı boyunca günah işleyip işleyip de, nihayet kendisine ölüm gelip çattığında: “ben şimdi tövbe ediyorum” diyenlerin ve kâfir olarak ölenlerin tövbeleri kabul edilmeyecektir. Biz böyleleri için can yakıcı bir azap hazırladık!

Şöyle ki; her nefis ölümü tadacaktır. Yaptıklarınızın karşılığı ancak kıyamet günü tastamam verilecektir. Kim cehennemde uzaklaştırılıp cennete konulursa, gerçekten o kurtuluşa ermiştir. İyi bilin ki, bu dünya hayatı, aldatıcı bir faydadan başka bir şey değildir.

İbrahim / 18. Ayet

Rablerini inkâr edenlerin durumu şuna benzer: onların bütün yaptıkları, fırtınalı bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu bir kül yığını gibidir. Böylece onlar, kazandıkları hiçbir şeyin faydasını göremezler. İşte bu, doğru yoldan tamamen uzak ve derin sapıklığın ta kendisidir…

Kısacası; herkesin dünyadaki günleri, alıp vereceği nefesleri sayılıdır. İnsan gözlerini dünyaya açtığı andan itibaren hayatına son verecek olan görülmeyen ve tik takları duyulmayan bir saatli bomba kurulur ve geriye doğru saymaya başlar. Canab- Hakkı’ın belirlediği an gelince bomba patlar ve o şahsın küçük kıyameti kopmuş olur…