Yine bir gazete haberi: “Amida Höyük’teki yangın izleri Tübitak’ta analiz edilecek” miş?
Asırlar öncesine gidilecek böylece, güzel de günümüzde mutfaktaki yangının izleri asırlar sonrasında mi analiz edilecek, sorusunu sormaktan kendimizi almadık?
Eğer bu pahalılığa, yani yüksek enflasyona “dur” denilmezse mutfaktaki yangın söneceğe benzemez ve asırlar sonrakiler “bir zamanlar mutfaklarda yangın varmış” derler, böylece bu günleri analiz ederler.
================================================
SİSTEM BORÇLANDIRIYOR
İktidar kanadı her evde bir araba, hatta bazı evlerde iki araba olduğunu söylüyor, artı kapıcıların dahi arabası olduğunu hatırlatıyor.
Her evde denmese de bazı evlerde araba olduğu, hatta bazı evlerde iki araba olduğu da doğrudur, ayrı bir doğru daha var ki icra dairelerinde biriken “haciz” dosyalarıdır.
Bankalar kredi musluklarını açık tuttukça “bir arabam olsun” diyenlerin de bankalara yönelmeleri artacaktır.
Sistem böyle kurulmuş, insanlar reklamların cazibesine kapılacak, “komşuda var bende niye olmasın?” moda anlayışı galip gelecektir.
Olanı söylüyoruz olacağı değil, şimdiye kadar hep böyle olmuştur, tabii istisnaları hariç tutarsak, eğer eşlerin ikisi de çalışıyorsa ve aralarında “uyum” varsa araba ve konut sahibi olunabilir.
Biz bir zamanlar “avrupa’da her evde buzdolabı bile var” derdik, o zamanlar bizim mutfaklarımızda “telli dolap” vardı.
Sistem banka kredileri ve taksitli satışları devreye sokunca buzdolabı olmayan ev kalmadı, şimdilerde arabası olmayan ev kalmayacak gibi, yalnız insanlar ayaklarını “yorganına göre” değil de banka kredisine gör uzatıyorlar, çünkü sistem öyle istiyor.
Biz herkesin, ya da her evin önünde bir arabası olsun isteriz, çünkü insan “şerefli” bir yaratıktır, ancak bankalara, tefecilere borçlanarak değil kendi imkanlarıyla bir şeylere sahip olsun isteriz.
Biz isteriz de “sistem” ister gibi görünür lakin istemez, sistem bankalar kazansın ister, para babaları kazansın ister böylece farkına vardırmadan insanların ekonomik özgürlüğünü elinden alır.
Çünkü sistem böyle kurulmuş, değiştirilemez, değiştirilmesi bile düşünülemez, zira görünürde “alan memnun, satan memnun” oysa sistem borçlanmaya zorluyor, borç ödenemeyince huzursuzluk, hatta boşanmalar çoğalıyor, bu durum ne sistemin ne de sistemi sahiplenenlerin umurunda bile değil.
ÇOK PAHALI TELEFONLAR VE BİR YANLIŞ
Ceplere girdiği günden bugüne cep telefonları model değiştiriyor, her model ayrı özellikler taşıyor ve ayrı fiyata satılıyor.
Çarşı pazara çıktığımız olmasa da dünyadan bi haber değiliz, şu günlerde tanesi 22-25 bin lira arasında değişen yeni model telefonlar satılmaya başlanmış, alıcılarının olduğu da söyleniyor.
Yanlış olan ise değerlendirme yapıldığında ölçü göze görünen üzerinden yapılıyor, doğrudur herkesin cebinde bir telefon var ama herkesin cebinde 25 bin liralık olanı yok.
Denebilir mi ki herkesin cebinde 22-25 bin liralık telefon var, ya da her kapıcının arabası var?
Denemez değil mi?
Bu yanlışı hep yapıyoruz, bir veya birkaç kişiyi olumsuz işler yaparken gördüğümüzde o işi yapanların tamamını aynı kefeye bırakıyoruz.
Unuttuğumuz sözdür: “İstisnalar kaide-i umumiyeyi bozmaz” sözünü, kısaca “istisnaların her zaman var olacağını!.