Kişi iş performansını, özel hayatını ve sosyal yaşantısını olumsuz etkileyen; konsantrasyon eksikliği, baş ağrısı , sinirlilik, unutkanlık ve ilerleyen zamanlarda psikiyatrik bozukluklara bile yol açabilen yorgunlukla mutlaka başa çıkmalıdır.
Erken kalkmalı, su ile güne başlamalı. Çünkü aç karnına içilen su metabolizmayı canlandıracak ve kendini daha zinde hissedecektir. Mutlaka kahvaltı yaparak kendimizi zinde tutmalıyız.
Mineraller ve vitaminler açısından zengin besinlerle beslenmeli. Taze sebze ve meyve tüketilmelidir. Kendimizi zinde hmemizde bunlar oldukça işimize yarayacaklardır.
Çay, kahve, alkol ve sigara tüketiminden kaçınılmalı, aksi halde bu maddeler vücudumuzu bir süre sonra bağımlı hale getirecek böylece halsizlik, huzursuzluk gibi haller görülecektir.
Kesinlikle öğün atlamayınız. Kahvaltının ardından yine dengeli bir öğlen yemeği, hafif bir akşam yemeğiyle sıralamayı takip etmelisiniz.
Ara öğünlerede mutlaka yer verin. Süt ürünleri, meyve sebze olabilir. Akşam yemeğini yatmadan 4-5 saat önceden yemeya çalışın. Geç saatlerdeki yemek sizlere kilo olarak dönecektir.
Su içmeyi ihmal etmeyin, su sayesinde beden toksinlerden arınacaktır. Günde en az 8 bardak su tüketmeyi mutlaka alışkanlık haline getirin.
Ağır yemeklerden kaçınmalıyız. Hafif ve bize rahatlık hissi verecek gıdaları tercih etmeliyiz. Doğru besinler enerjimizi artıracaktır.
Ağır yemekler gibi aşırı yemek yemeyi de bir an önce terk etmeliyiz. Midemizi tıka basa doldurmak zarar verir. Lokmaları yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek yemeliyiz. Bu sayede daha az yiyerek vücudumuza ağırlık çökmesini engelleriz.
Gereğinden az yemek metabolizmanızın yavaşlamasına yol açar. Vücudun ihtiyaç duyduğu kalori miktarından daha az almaya çalışmak da tıpkı çok yemek gibi dengeyi bozar. Açlık metobolizma hızımızı yavaşlatarak enerji harcamamızı engeller. Az yemiş olsak bile yağa dönüşüm kolaylaşır. Çünkü yağın depo edilmesi için harcanan enerji zaten oldukça azdır.
Uyku düzeni de çok önemlidir. Çünkü uykusuzluk yorgunluğun en önemli sebeplerindendir. Fazla uyumakta uykusuzluk gibi bizi dinlendirmeyecektir. Her gün 7-8 saatlik uyku enerjik olmamızı sağlayacaktır.
Karamsarlık duygularını terk etmeli, hayata daha optimist yaklaşmalıyız. Gereksiz kaygı ve üzüntülerden kaçınarak, sevdiğimiz insanlarla beraber daha fazla vakit geçirmeliyiz.
Zaman zaman çalışmalarımıza küçük molalar verip dolaşmalı, kendimizi çok fazla yormamalıyız. Bu dönemlerde papatya, melisa gibi sakinleştirici bitki çayları tüketmekte fayda vardır.
Çalışma ortamında floresan ışığı da ne yazık ki yorgunluğumuzu şiddetlendiriyor. Bu nedenle gün ışığından yararlanmaya özel göstermeliyiz.
Kısacası, beslenmemize dikkat etmeli, daha aktif, daha pozitif olmalı, düzenli uyumalıyız.
Size emanet olarak verilen bedeninize iyi bakın ve asla pozitif olmayı ihmal etmeyin.