Deprem felaketini hepimiz gördük bu güzel ülkemiz deprem bölgesi bütün bunlar göz önüne alındığında deprem uzmanlarına inşaat mühendislerine danışıp zemin etüdünü yaptıktan sonra en uygununu uzmanlar bilir dört katlı beş katlı binalar olsun derlerse dört kat önerisine uymanın göz önünde olması konuşulur. Hatta bahçeli ev yapanlar bir katta yapsa olur. Yine zemin etüdünü inşaat alanında uzman mühendislere yaptırıp bir kat iki kat yapsalar da yeter çok şükür Malatya’mızda yani cümle yurdumuzda yer çok. Yetkililerin bazı mahallelere dört kat önerisi de uygun önemli olan sağlam olması. Geçen günlerde ders alıp ne noksanımız varsa iyi tespit etmemiz kaçınılmaz. Belediye’nin vermiş olduğu talimatlardan şaşmayalım. Dört kat az olur Belediye bir kat daha verir mi diye uğraşmayalım. Zaten fazla kat yapılacak yerleri mühendislerimiz de bilir.Belediye’miz de bilir. Ona göre adım atarlar. Eski sigorta binasının yanındaki az katlı binaların birçoğu sağlam nedeni az katlı olduğu için. Orada oturan kardeşlerimiz deprem felaketinden önce bizim buralara keşke fazla kat verseler gibi söylenip duruyorlardı. Az kat olsun depreme dayanıklı osun o zaman herkesin yararına olur. Yeni başlayan inşaat halinde olan binalar var. İnşaat işiyle uğraşanlar hakça iş yaparsa hepimizin geleceği için faydalı olur. Devletimiz yıkılan binaları yapınca yine hepimiz zarar ediyoruz. O bakımdan hakça iş yapmak en güzeli olur. Noksan malzeme sonuçta cümle insanlığa zarar. Şu eski köprülere bakalım Koca Mimar Sinan’ın yaptığı köprüler, camiler, binalar nasıl dimdik ayakta duruyor. O zaman şimdi ki gibi teknoloji gelişmiş değil fakat emek var sabır var. Günümüzde d güzel yapılar var uzun yolların muhteşem tünellerle kısaltılması yollar güzel binalar var şehirlerimizde yani evlerimiz de sağlam olsun. Bizlerde ucuzuna kaçmayalım bir yıl sonra olsun sağlam olsun. Eski zamanlarda bir katlı evin temelini atar bir yıl sonra üstünü yapardı büyüklerimiz. Sorduğumuz zaman temel yerine otursun derlerdi. Şu teknoloji çağında yetenekli mühendislerimiz var onların sözlerine bire bir uyalım. Her işin bir uzmanı var. Belediye görmeden şu katı da yapalım demeyelim. Gerçi şimdi yapı denetim var inşallah iyi denetler de ona göre karar verirler. Onlar da bizim kendi insanımız kardeşimiz. Bu hayati işlerde hatır gönül işi yapmayalım sonucu herkesi derinden yaralıyor. Devletin görevlisine zorluk çıkarmayalım. Örneğin ağır hasar vermişe tekrar tekrar yeniden dilekçe vermeyelim. Fakat az hasar vermişse ona da itiraz üstüne itiraz etmeyelim. Kimse kolay kolay az hasarlı deyip sorumluluk altına girmez. Fakat göre göre de az hasarlı binaları yıktırmayalım milli servet. İster Devlet yapsın ister millet değişen bir şey yok. Zarar herkese mal oluyor bu Devlet bizim devletimiz. Bir binaya Devletin memuru birkaç defa gelip az hasarlı demişse yeter. Ağır hasarlı da aynı yani tekrar tekrar zaman kaybı olmasın. Yani bir iş yaptığımız zaman kendi işimiz gibi düşünelim hatta daha fazla itina gösterelim o iş bize emanet edilmiş belki bu dünyada kolay. Fakat yarın huzuru mahşerde hesabını nasıl vereceğiz onu iyi hesap edelim. Bina yapmak büyük sorumluluk isteyen bir iş. Bina yıkılınca hayatını kaybeden insanlar sakat kalan insanlar. Sonunda evsiz yuvasız kalan insanlar bütün bunların vebali kolay değil. Tabi altı şubatta felaket büyüktü onun herkes farkında. Biz şimdi depreme dayanıklı evler dükkanlar yapmak zorundayız. Önleri biz kerpiç ev yapardık bir an önce bir evimiz olsun derdik. Gerçi naçizane bizim ortalama kırk beş yıllık bir kerpiç evimiz var bir katlı içini de tel çivi döşedim beton sıva yaptırdım. Şu durumda az hasarlı demek zemini sağlammış. Yetkililer az hasarlı raporu verdiler. Yirmi yıllık sağlam dediğimiz beton evimiz de ikinci depremde yerle bir oldu çok şükür can kaybı olmadı. Yapacak bir şey yok giden gitti yalnız bugünden sonra yapacağımız işlere özen gösterelim. Malatya’da yer çok fazla kat yapmayalım deyip duruyorum. En iyisini inşat uzmanları bilir. Bizim ki sadece bir gözlem. İşin uzmanları daha da uygun olanı iyisini bilir.Efendim burada yeni bir haber aldım malum artçı depremler dur durak bilmiyor o bakımdan içme suyu en önemli sorun. Hazır suların beş kiloluğu yirmi lira beş kişilik bir aileye en az çay yemek derken beş kişilik bir aileye yirmi beş kilo günlük su lazım buna da günlük yüz lira lazım. O bakımdan insanlar kaynak sulara veya arıtma tesisi olan yerlerde içme suyu doldurup evine götürmek zorunda kalıyor.BeydağıVenkmahallasine yakın olan kardeşlerimiz de Venk suyundan doldurup çocuklarına su götürüyordu ta ki suyun yeri değişene kadar. Şimdi suyun yeri değişmiş suya ulaşılmayacak bir yere almışlar suyu. Bu sıkıntılı günlerde keşke daha kolay çözüm bulunsa. Orada oturan kardeşlerimiz kendilerinin su alamadığını rahatsız olduğunu söylemişler. Yeri değişe de Allah’ın verdiği kaynak su abu hayat insanların orada su içebilmeleri için en azından belli bir saat veya gün belirleseler kaynak su herkese yeter. En azında şu artçı depremler durup şebeke sularımız temiz olana kadar bu kardeşlerimize yardımcı olunsa daha da uygun olur. Yani şu üç günlük dünya da insanlar üzülmesin. Bu duygularla yazmış olduğum şiirimi sizlerle paylaşayım Allah’a emanet olun.

TEMELİMİZ SAĞLAM OLSUN

Gelin verelim el ele,

Hak sözler alalım dile,

Aklı selim düşünelim,

Sabırla çıkalım yola,

İşi ehline verelim,

Olan gerçeği görelim,

Malzemeden kaçmayalım,

Temelimiz sağlam olsun.

Yurdumuz deprem bölgesi,

Yaptırma yoksa belgesi,

Koca Sinan gibi olsun,

Bugüne atmış gölgesi.

Sabırla çıkalım yola,

Tutunalım sağlam dala,

Sağlam yapılara bakın,

Meydan okur beş yüz yıla.

Süs şatafat olmaz olsun,

Dekor yapma sade kalsın,

Az olmasın beton demir,

İşimiz yerini alsın.

Yapalım biz sağlam bina,

Ağlamasın hiçbir ana,

Temelimiz sağlam olsun,

Dönmeyelim kara güne.

Âşık Kaya söyler sözü,

Silinmez depremin izi,

Sağlam iş yapalım canlar,

Gülsün insanların yüzü.