Hepimizin bildiği gibi 24 Ocak Cuma günü saat 20. 55 de 6,8 şiddetinde büyük bir depremle sarsıldık.

Malatya ve Elazığ’da çok yüksek bir şekilde etkili olan deprem birçok ilimizden de hissedildi. Depremler kadar insanlığa çile yaşatan başka bir doğa olayı yoktur.

Deprem Türkiye’nin bir gerçeği. Bunu artık kabul ediyoruz. Ancak ne kadar bu gerçeğe göre hayatımızı düzenliyoruz? Biz birey olarak içinde yaşadığımız evler. Evet deprem zengin fakir ayırmaz ama en çok yoksulları vurur. Yoksul canını kurtarsa bile daha da yoksullaşır. Genellikle depreme dayanıksız eski yapılar da onlar yaşar. Ne zemin etüdü ne de güçlendirme yapılacak paraları vardır.

Depremi önceden tahmin etmek ve önlemek bu gün için imkânsızdır. Geriye ne kalıyor? Tedbir. Biz; ancak insanımızı deprem gerçeği ile eğitir, içerisinde yaşadığımız binalarımızı da deprem gerçeğine uygun olarak inşa edersek işte o zaman ölü sayısını ve tahribatı asgariye indirebiliriz. Ve ne yazık ki; Elazığ Sivrice ilçesin de 22 saniye süren 6,8 büyüklüğündeki depremde 35 vatandaş hayatını kaybetti 1607 kişi yaralandı yaralılardan 32 si yoğun bakım ünitelerinde tedavi edildi.

Malatya’da 4 kişinin öldüğü 318 kişinin yaralandığı ve şu ana kadar yapılan ilk hasar tespitinde Battalgazi, Doğanyol, Kale, Pütürge ve Yeşilyurt ilçelerinde toplam 437 yıkılmış ev 4 bin 138 ağır hasarlı ev ve 20 tane ise acil yıkılacak bina tespit tespit edildiğini, ifade eden kurum çalışmalarını devam ettiğini belirtti.

Ülkemiz de acımız var yüreğimiz yanıyor. Rabbim daha büyük felaketler bize göstermesin…

Depremde vefat edenlere Rabbim rahmet eylesin, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Ve bir de merhametini yitirmişler, sosyal medyada depremle ilgili paylaşımlar yapan bazı insanlar karşımıza çıkıyor ki, biri çıkıp espri yapıyor, kimi yalan yanlış paylaşımlarla algı peşinde, kimileri ise “Elazığ Kürt mü “ diye merak edenlerden olmuş. Düşünmezler ki; her insan her şeyden önce insandır. Bazıları da daha çok insan ölsün, daha çok insan enkaz altında kalsın, daha çok bina çöksün.

Bunu nasıl yapıyorlar ya… Depremin mizahını yapmaya çalışan hastalıklı beyinler var, kişiliksizler var, onların adına utandıklarımız var.

Bu ülkede nefeslerini tutmuş, gözlerine uyku girmemiş televizyonlarda, haber sitelerinden, sosyal medyadan gelecek güzel bir haberi milyonlarca insan var ya…

Ama maalesef hiç kimsenin yarasına bakmadan oradakilerin psikolojilerini düşünmeden bir insanın yarasına merhem olmak niçin dertlenme yerine insanların yarasını daha da deşmek için nasıl da fırsatçı olmuşlar. Evet depremin mizahını yapmaya çalışan hastalıklı beyinler de var diyorum…

Kısaca; bu tür insanlar ve Ülkemizi bölmek isteyenlere inat, bir kez daha helal olsun! Türkiye’nin konuştuğu UMKE gönüllüsü Emine Kuştep 8 kişini hayatını kurtardı. Azize hanım’a annelik dürtüsüyle yaklaştı. Ve Acun Ilıcalı 51 milyon yardım toplayarak milletin gönlünü fethetmiştir, helal olsun!

Her şeye rağmen, güzel yürekli insanımız, iyi yetiştirilen çocuklarımı da var memlekette…

Kötülere cahillere ve talancı fırsatçı sömürü üzerinde geçinenlere inat… Ben umudumu kaybetmiyorum. Bu memleket güzel günleri aydınlık yarınları hak ediyor… Böylesi zamanlarda bir kez daha anlıyorum yaşasın iyilikler, sevgiler, kahrolsun kötülük, yok olsun kötülükler…

Rabbim cümle Muhammet ümmetini’ de bizleri de görünür görünmez kazalardan, belalardan, hışımlardan, afetlerden korusun inşallah… ÂMİN…