Haklı olmak genelde insanların sahip oldukları bir düşüncenin, gerçekleşen durum sonucunda onaylanması haline verilen addır. Yani bir olay karşısında olası sonuçlardan doğru, öngörüde bulunan kişinin, fikrini öngördüğü durumun gerçekleşmesi ardından, onaylanmış olması sonucunda hak verilmesi durumudur.

Çoğunlukla insanlar bu öngörüleri olumlu değil, olası olumsuz sonuçlar için öngörüler ve sonuçlar gerçekleştiğinde, birçok kişi mutluluk değil, öngördüğü durum gerçekleştiği için, kendisinin öngörüsündeki, başarısı nedeniyle tatmin duygusu hisseder.

Peki, mutlu olmak için haklı mı olmak gerekir?

Günümüzün en büyük inançlarından biri mutlu olmak için haklı olduğunu hmek duygusudur. Öyleyse, gerçekten halklı olduğumuzda mutlu oluyor muyuz?

İçinizde hep haklı çıkma duygusu varsa ve bu konuda takıntılı iseniz, hem kendi hem karşınızdakilerin iç huzuruna zarar veriyorsunuz demektir. Yani bu yolda bazı şeyleri oluruna bırakmak en akıllıca davranış olacaktır.

Gerek iş, gerekse özel hayatınızda mutlaka anlaşmazlıklarınız olacaktır. Bazen çekilip bir kenara oturmak, haklı olsanız bile karşınızdakini yargılamamak, haksızlığı ile baş başa bırakıp kendi hatasını kendisinin görmesini sağlamak en doğru yöntemdir.

Siz haklı olabilirsiniz fakat karşınızdakinin haksızlığını yüzüne vurdukça onu mutsuz edecek ve onun mutsuzluğu ise dolaylı yoldan size yansıyacak, sonunda da mutsuz olan yine siz olacaksınız.

Kişi Duygularının, korkularının, düşünce yapısının farkında olursa ilişkisinde, evliliğinde iletişim dili olarak sevgiyi kullanabilir. Böylece ilişkide ki tüm sorunları çözebilir.

Mutluluk elle tutulup gözle görülür bir şey değilken, hem ellerden hem de gözlerden yani tüm bedenden etkileri okunabilir bir duygudur. Bu duygunun en önemli özelliği, insana şifa verme ve çevresine olumlu, harika bir enerji yayma özelliği olmasıdır.

Özellikle mutlu insanların çevrelerinde olan diğer insanlar, bu mutluluktan olduğu gibi etkilenip, o ruh haline girerler. Yani onlarda mutlu olurlar.

Önemli olan haklı olmaya, çalışmayı bırakıp mutlu olmaya gayret etmektir. Haklı olmanın mutlu olmayı da beraberinde getirmediğinin göstergesidir. Ve üzülen sen olduktan sonra haklı olmanın da bir önemi kalmıyor.

Peki, haklı olmak yerine, mutlu olmayı seçsek nasıl olurdu hayatlarımız? Ufak bir özür, sıcak bir kucaklaşma, sevgi dolu bir öpücük, minik bir tebessüm haklı olmanın önüne geçse, bize bir adım attırsa, mutluluk adına çok şey değişir bence. Keşke hep mutlu olsak mutlu etsek…

Karşımızdakine, haklı olmanın peşinde koşmadan mutluluk peşinde olsak, hayatlarımız daha sevgi dolu olmaz mıydı? Kesinlikle olurdu.

Örneğin, çocuklar kavga ettikten hemen sonra tekrar kolayca barışabiliyorlar. Çünkü haklı olmayı değil mutlu olmayı seviyorlar.

Kısaca; Hayatta ki her şey, kısa süreliğine tadını çıkarmamız, öğrenmemiz, takdir etmemiz ve sevmemiz için bize verilmiştir. Dünya üzerinde sınırlı bir zamanımız var ve bu zamanın ne zaman dolacağını bilmek mümkün değil. Zamanın ne zaman dolacağını bilmemek ise bize her günümüzü, sanki yaşadığımız tek günmüş gibi, tam anlamıyla yaşamamızı sağlar.

Haklı olmayı değil, mutlu olmayı seçin. Sevgiyle…