İnsan arada sırada kendine hatırlatmalıdır, insanoğlunun ölümlü bir varlık olduğunu. Ölümün olduğunu unuttuğumuz bu dünyada ne çok saçma şeyi dert ediniyoruz kendimize. Para, mal, mülk, kırgınlık, kavga gurur… Oysaki yarın öleceksin deseler, bu kadar rahat tartışabilir miyiz sevdiklerimizle?
Sizi sevenlerin kıymetini bilmek, onların gönüllerini hoş tutup yüzlerine gülümsemek için sıkı sarılın sevdiklerinize. Çünkü gün gelir, dönüşü olmayan yollara giderler. Belki erken, belki geç ama elbette bir gün veda edecekler. Sonra öyle bir gün gelir ki, yüzü gözlerinizden, adı dudaklarınızdan ve sesi de kulaklarınızdan gitmez de oturur içinize keşkeleriniz.
‘Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında.’ “Yarın görüşürüz, haftaya ararım, tatilden sonra ordayım.” Ne basit kurduğumuz cümleler… Ayrıca hiç ölmeyecekmiş gibi, kibirli ve gururlu yaşıyoruz. Yalan dünyanın yalancı oyunları, dünya hayatının aldatıcı renkleri hepimizin gözünü kör, kulağını sağır ve egosunu tavan yaptırmış ve bizi esir almış durumda ne yazık ki! Bu gün varsın, yarın senin için sala verilebilirken bu kibir de neyin nesi? Keşke yarın ölecekmiş gibi merhametli yaşayabilsek...
Ölümün olduğu yerde her şey yarım değil midir zaten? İnsan boşuna çabalar tamamlamak için, bazı şeyleri ve ne kadar uzun yaşarsan yaşa, ne kadar çabalarsan çabala yarım kalmışlıklarınla gidersin. Mesela; Ocağa konmuş bir yemek, külü dökülmemiş bir soba kovası, yarısı içilmiş bir çay bardağı ve hiçbir zaman tamamlanamayan hayaller…
Unutulmamalıdır ki; Her insan ölecek yaştadır. Ölüm genç yaşlı, zengin fakir, hasta sağlıklı ayırt etmiyor ki… Her insan kendisine verilen ölüm sermayesini tükettiği gün bu hayattaki rolünü tamamlayıp, sessizce çekip gidiyor işte. Unutmayalım ki; Nefeslerimizin sayılı olduğunun bilincinde yaşamalıyız hayatı.
Kısacası; Ölüm kaş ile göz arasındayken hiç ölmeyecekmiş gibi gururdan, kibirden, inattan kuleler inşa etmeye gerek var mı? Bu gün varsın yaşadın, peki ya yarın? Saniyeler sonra ölmeyeceğine garantin mi var?
Hiç ölmeyecek gibi bu dünya için, yarın ölecek gibi ahiret için yaşamalıyız…