Şimdi buradan soruyorum. Yazıp çizen basın mensuplarına ve bilumum sivil toplum kuruluşlarına. Belediye Başkanlarımıza hiç sordunuz mu? Malatya’da Belediye Başkanlığımızı yaptığınız süresince, Malatya’mızın yollarını arşınladığınızda, çevresini dolaştığınızda, şu parkın şuraya yapılmasına, şu mahalle binalarının kaç kat olacağına, yeşil alanlarının neresi olacağına, stadyumumuz yıkılınca nereye yapılacağına, yıkıldıktan sonra yerine ne yapılacağına, buna ait sorulacak onlarca soruyu dâhil edip, başkanlığını yaptığınız süresince elinizde; ‘’1/25000 Çevre Düzeni Planı’’ olarak mı gezdiniz? Yoksa ‘’1/25000 Çevre Düzeni Planı’’ olmadan mı gezdiniz? Hala, ‘’1/25000 Çevre Düzeni Planı’’ olmadan mı’’ geziyorsunuz, dediniz mi? Demedinizse ve bundan sonra da demeyecekseniz, bundan sonra şunu şuraya, bunu buraya niye yapıyorsunuz deme hakkını kendinizde nasıl görüyorsunuz?
Eğri oturup doğru konuşalım. Onlarca kez sordum. Yine onlarca kez ne anlama geldiğini yazdım. Bir kez daha ‘’1/ 25000 Çevre Düzeni Planının’’ ne olduğunu yazayım da, hiç olmazsa bundan sonra Belediye Başkanlarımız bir yol açtığında, bir yeri yıkıp yerine park yaptığında, bir mahallenin bina yükseltilerinin değiştirilip dönüştürüldüğünde elinizde çevre düzeni planınız var mı? Varsa, bu çevre düzeni planlarını yaparken sivil toplum kuruluşları olarak haberimiz niye olmadı? Basın mensubu olarak hemşerilerimize duyurmak için bizim haberimiz niye olmadı? Mahalle muhtarları olarak mahallemizde yapacağınız bir değişiklik için, yapılan değişikliğin anlamını anlamak için, benim niye haberim olmadı? Çevre düzeni planını ben niye muhtarlığıma asıp da mahalle halkıma duyuramadım? Diye sormayacak mıyız? Sormayacak mısınız? Önce bunları sorabilmek için çevre düzeni planını bir kez daha tarif edelim.
‘’Konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi sektörleri ile kentsel-kırsal yapı ve gelişme ile doğal ve kültürel değerler arasında koruma-kullanma dengesini sağlayan ve arazi kullanım kararlarını belirleyen yönetsel mekânsal ve işlevsel bütünlük gösteren sınırlar içinde, varsa bölge plan karalarına uygun olarak yapılan, idareler arası koordinasyonesaslarını belirleyen 1/25000 ölçekte hazırlanan, plan notları ve raporuyla bir bütün olan plana, ‘ÇEVRE DÜZENİ PLANI’ denilmektedir.’’
Şimdi bir kez daha eğri oturup doğru konuşalım. Yukarıdaki tarife uygun; Bizim Yeşilyurt Belediyemiz ile Battalgazi Belediyemiz sınırlarını belirleyen böyle bir ‘Çevre Düzeni Planımız’ var mı? Yok mu? Varsa, belediyemiz sınırları içerisinde mekânsal uygulamalar ‘Çevre Düzeni Planına’ uygun olarak mı yapılıyor? Yoksa ‘Nazım İmar Planlarında’ yapılan değişiklik üzerinden mi yapılıyor? Eğer Çevre Düzeni Planınız varsa, o yere ait ANAYASANIZ var demektir. Nazım İmar Planında yapacağınız her değişiklik, çevre düzeni planına uygun yapılması zorunluluğu vardır. Vatandaş çevre düzeni planı karşısında, nazım imar planı uygulamasında yapılacak her uygunsuz plan tadilatında dava açma yetkisini doğurmaktadır.Yoksa belediye meclisleri aldıkları bir kararla, Nazım İmar Planında her türlü değişikliği yapar ve uygulamaya geçirir. Bizlerde konuşup dururuz. Konuştuğumuzla kalırız.
Şimdi ben Malatya’mızda Belediye Başkanlığımızın kabulünden günümüze kadar 1/25000 Çevre Düzeni Planlarına ilişkin tarihleri itibarıyla gelecek yazılarımanotlar düşeceğim. Basın mensuplarımıza, sivil toplum kuruluşlarımıza bir kez daha soruyorum;
1/25000’lik ‘’ÇEVRE DÜZENİ PLANIMIZIN’’ yapılıp yapılmadığını, yapılmamışsa neden yapılmadığını, yapılmışsa hangi tarihte yapıldığını ve yapılan bu Ç.D.P.’nın hangi dönemlerde uygulanmadığını, yine hangi tarihte kaldırıldığına dair somut geçmiş köşe yazılarımdan da örnekler vermeye çalışacağım. Eksik bıraktığım yerleri ise, şehrimizin önemli bir kuruluşu olan ‘Mimar ve Mühendisler Odasından’ bekliyorum. Bakalım kimlerPeşine düşecek? Kimler İz Sürecek? Kimler Fikri Takip yapacak?Bunları yapmayanların, yapamayanların açık ve net söylüyorum, bu kente ait kanaatimce söz söyleme ve yazı yazma haklarının olmadığını olamayacağını, bu nedenle de, söylediklerinin de, ilgili ve yetkililerinin kale almayacaklarını buradan açıkça duyurmak ve ilan etmek istiyorum.
Sevgili hemşerilerim; Bu işi ne tek başına benim, ne tek başına senin üstesinden geleceğimiz tekil ve lokal (mahalli-yerel) bir iştir. Şehirleşme ve kentleşme sınırları belli bir mekânın, coğrafyanın, yani bize bizlere ait, bizim olan Malatya’mızın geçmişten aldığımız ve geleceğe yolculuğunun, bir anlamda atalarımızdan bizlere yadigâr, bizlerden de çocuklarımıza torunlarımıza yadigârımız olacak ‘’KÜLTÜREL’’ mirasımızın, yolculuğunun adıdır.
Bu yolda yürüyenlerin yolu açık, gönlü ferah ve geleceği aydınlık olur inşallah.