Ankara Devlet Konservatuarı Arşivi’nden alınan ve köylünün günlük yaşamını konu edinen didaktik nitelikteki İreçberler hoşça görün veya tutun öküzü nakaratlı şiirinde ise, Pir Sultan’ın çevresindekilere insan-hayvan ilişkileri konusunda çok önemli tavsiyelerde bulunduğu görülüyor:
Dağdan kütür kütür hezen indirir İndirir de ateşlere yandırır Her evin devleğin öküz döndürür İreçberler hoşça tutun öküzü
Öküzün damını alçacık yapın Yaş koman altına kuruluk serpin Koşumdan koşuma gözlerin öpün İreçberler hoşça tutun öküzü
Abdal Pir Sultan'ım kaynar coşunca Tekne hamur kalmaz ekmek pişince Adem Ata öküzün çifte koşunca İreçberler hoşça tutun öküzü
(Pir Sultan Abdal, Öztelli:1971, s.353)
Yazımızı günümüzden 450 yıl önce yaşamış, Hızır Paşa tarafından idam edilerek ölümsüzler kervanına karışmış Pir Sultan’ın bir bilinçlenme nefesi ile tamamlıyoruz. Pir Sultan şiirleri arasında pek yaygın olan bu uşşak nefesin iki farklı bestesi vardır (Pir Sultan Abdal, Öztelli:1971, s.405). Çağlar boyunca tekkelerde ve dergahlarda söylenmiştir. Pir Sultan’ın gerçek adının Haydar olduğunu da bu ve başka nefeslerden öğreniyoruz. Geçti dost kervanı eyleme beni; Derdim çoktur hangisine yanayım, diyen Büyük ve ölümsüz şaire ve tüm sevenlerine rahmet diliyoruz:
Uyur idik uyardılar
Diriye saydılar bizi
Koyun olduk ses anladık
Sürüye saydılar bizi.
Sürülüp kasaba gittik
Kanarada mekan tuttuk
Canı Hakk'a teslim ettik
Ölüye saydılar bizi.
Halimizi hal eyledik
Yolumuzu yol eyledik
Her çiçekten bal eyledik
Arıya saydılar bizi.
Aşk defterine yazıldık
Pir divanına dizildik
Bal olduk şerbet ezildik
Doluya saydılar bizi.
Pir Sultan Abdal'ım (Haydar) şunda
Çok keramet var insanda
O cihanda bu cihanda
Ali'ye saydılar bizi.

(Pir Sultan Abdal, Öztelli:1971, s. LXVIII-LXIX)
Yazıyı tamamladıktan sonra çocukluğumda ve gençliğimde çevremdeki bazı insanların yaptığı gibi Pir Sultan’dan bir fal açayım dedim. Cahit Öztelli’nin Pir Sultan Abdal, Bütün Şiirler, Milliyet Yay. 1971) kitabından rastgele bir sayfa açtım (s.341) geldi. Bazı kaynaklarda taliplerinden Kul Himmet’e ait olarak verilen ve 400 yıl önce bize gaipten seslenen şairin bu ölümsüz türküsünü/deyişini sizlerle ağlayarak paylaşıyorum:
Seyyah olup şu alemi gezerim
Bir dost bulamadım gün akşam oldu.
Kendi efkarımca okur yazarım
Bir dost bulamadım gün akşam oldu.
İki elim kalmaz oldu dizimden
Bilmem amelimden bilmem özümden
Akıttım kanlı yaş iki gözümden
Bir dost bulamadım gün akşam oldu.
Yine boralandı dağların başı
Akıttım gözümden kan ile yaşı
Emaneti alır ol veren kişi
Bir dost bulamadım gün akşam oldu.
Bozuk şu cihanın pergeri bozuk
Yazıktır şu geçen ömüre yazık
Tükendi daneler kalmadı azık
Bir dost bulamadım gün akşam oldu.
Pir Sultan’ım eydür ummana dalam
Gidenler gelmedi bir haber alam
Abdal oldum çullar geydim bir zaman
Bir dost bulamadım gün akşam oldu.
Kısacası, Pir Sultan konusunda kafalar hala karışık. O’nu idam eden Hızır Paşa’nın bile kim olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Zira o dönemde yaşamış dört beş ayrı Hızır var.Bu bilinmezliklerin ardına sığınıp birlik ve beraberliğimizi bozacak davranışlardan kaçınmalıyız. Hacı Bektaş Veli’nin Bir Olalım, İri olalım Diri olalım öğüdü şimdilik hepimize yeter.