Tesettür ne rengârenk kıyafetler, ne makyajlı yüzler, ne topuklu veya sandaletli ayaklar, ne topuzlu örtüler, ne dapdar kıyafetlerdir!
“Tesettür; mahşer günü güneşin bir mızrak boyu başında olacağını düşündüğünde, sanki Rasulullah’ı aynada görüp onun razı olacağı şekilde, bir Hz. Fatma bir Hz. Ayşe misali olup kapıda dışarı adım atabilmektir.”
Günümüzde sözde kapalı kızların düşünceleri ise şöyle ki; çok güzel desinler, tarz desinler, marka giyiniyor desinler, kendinden emin desinler, çağdaş desinler, maalesef ki bu kadar acınacak hale getirilmiş “Tesettür”
Fakat dışarıda, çarşıda, markette, pazarda kısaca alışverişte gördüğüm kadarı ile iki çeşit tesettürle karşılaşıyorum. Ve bu; feracesiyle özgür, dilde kalp de Müslüman denebilecek kadar, kadınlar, kızlar.
Diğer tarafta ise, modernize hapsolmuş sözde Müslümanlar maalesef ki; şimdiki nesil ( hepsi değil) tesettürü dış görünüş, moda denen saçmalıklar lekeliyor…
Tesettür dış görünüş dediğiniz o baş örtmekle başlamıyor, Allah ile kul ile başlar. Kadın ile başlamaz. Adam ile başlar. Çünkü kiminin tesettürü göz kapakları, kiminin tesettürü ise örtüsüdür. Sanma ki tesettür sadece kadınlara farzdır. Erkeğin tesettürü ise göz kapaklarındadır…
Herkes tesettürü sadece kadına yükler. Fakat Kur’an -ı Kerim de ilk tesettür ayeti erkeklerin göz kapaklarına inmiştir…”Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını da korusunlar. Şüphe yok ki Allah, ne işlerseniz hepsinden haberdar olur.” (Nur suresi.30)
Tesettür, sadece başını süsleyen bir bez parçası değildir. Tesettür; davranış, konuşma, yeme, içme kısacası her şeydir. Diyorum…
Ve tesettürü, bir yaşam biçimi haline getirelim, sitilinin bir parçası değil, tesettürü doğru yaşayalım…
Peygamber (asm)’in zevcelerinden Ümmü seleme (ra) şöyle demiştir; “Ey Peygamber; Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına, kızlarına söyle; (Evden çıkarken) üstlerine vücutlarını örten cilbanlarını (dış elbiselerini) giysinler…”
“Bu ayet nazil olduktan sonra enseri kadınları siyah çarşaflara büründüler. Evet; çarşafa girmek o kadar kolay değil çünkü çarşafın hakkı çok zordur, canı gönülden gelmeli Allah için olmalı Allah için olmazsa canı gönülden gelmezse giymek zor, çıkarmak kolay olur. Rabbim hakkıyla taşımayı nasip etsin inşallah.
Şair Necip Fazıl Kısakürek’in de dediği gibi; örtü, şuuruyla takılmadığında da, Allah katında bir değere sahip olsaydı: Cennetin başköşesine rahibeler otururdu!
Birde şöyle ki; Adamın biri çarşaflı bir bayanı işaret ederek “bunları hiç sevmiyorum” demiş. Yanındaki kişi de, “zaten sen sevme diye öyle giyinmiş, kocası sevsin”demiş… Burada şunu belirtmek isterim ki; her insanın görüşü bakış açısı farklıdır. Ve buna dayanarak saygı duymak gerekiyor, Tabi ki hiç kimse kimsenin arkasında konuşup dedikodu yapma hakkına sahip değildir…
Düşünün ki; Ağaca kalın kabuğu, hayvana eşsiz tüyleri giydiren Allah! Kadın erkek tüm insanlara tesettürü emretmiştir.
Tesettür; tarz değil “Farzdır.” Moda değil,”Kalkandır” Aksesuar değil, “Allah’ın emridir.”Ve yine diyorum ki Rabbim, hakkıyla taşımayı nasip etsin inşallah…
Sağlıklı huzurlu ve başarılı günler dileğiyle…