Mustafa Tatçı’nın doktorası, Yunus Emre Divanı I, II, Tenkitli Metin adıyla 1990-1991’de huzurlara çıktı. Risale-i Nushiyye de III. ciltte basıldı. Tatçı, sadece Yunus’u değil, Niyazi’den günümüze kadar yaşamış mutasavvıf şairlerin tamamını tanıtan 100’e yakın kitap yayınlayarak bir rekora imza attı. Tatçı, Yunus araştırmalarını beş cilde çıkararak divan ve öğütler kitabının yanı sıra Yunus şiirinin şerhlerini ve Aşık Yunus’un şiirlerini de bir araya getirdi. Yunus Divanı’ını birkaç farklı versiyon halinde yayımladı. Diyanet Yayınlarından çıkan Yunus Divanı harika basılmıştır. Yunus hakkında yazılmış şiirler ve makaleler ise ayrı ayrı ciltlerde toplandı. Tatçı, çeşitli konferanslar vererek sadece Yunus’u değil diğer Anadolu erenlerini de geniş kitlelere tanıttı. Bunların en önemlisi Yunus Emre’nin Mürşidi Tabduk Emre ve Yunus Emre’nin Gönül Çocuğu Aşık Yunus’dur. TDİA Yunus Emre maddesini kaleme alan (2013,C.43,s.600-606) Tatçı, son 30-40 yılda Yunus’a en çok hizmeti geçen bilim adamıdır.
Bu yıllarda Abdurrahman Güzel hocanın hazırladığı Mutasavvıf Yunus Emre Divanı (1992)’na ise, mesnevisi de eklenmiştir. Umay Günay, Türk Kültürü Açısından Yunus Emre araştırmasından sonra Osman Horata ile birlikte Risale-i Nushiyye’yi basıma hazırlamıştır.
O rüzgar bizi 2000’li yıllara attı. 2000’den beri Yunus ile ilgili yayınlar devam ediyor Neredeyse alanla ilgili bütün hocalar bu konuda kitaplar yayımladılar. Yerli ve yabancı bilim adamları makaleleler, araştırmalar, bildiriler hazırladılar. Yunus’un şiirlerinin şerhlerini yaptılar. Cemal Kurnaz ve Mustafa Tatçı, Necla Pekolcay ve Emine Sevim, daha önce yapılmış şerhleri yeniden yayımladılar. İsmail Yakıt’ın Çıktım Erik Dalına (2002) kitabı, Yunus’u sembolizm açısından yorumladı. Ömür Ceylan Tasavvufi Metin Şerhleri adlı kitabında Yunus’a da yer verdi. M. Efdal Emre’nin Yunus Emre Divanı ve Şerhi, Tanrının Nefesi (Gelenek, 2013) çalışması, Yunus’un 203 şiirinin şerhini yapmaktadır.
Hüsrev Hatemi, Abdullah Rıza Ergüven, Vecihi Timuroğlu gibi şairler, Yunus’tan kopmadılar. Hem şiirlerinin kaynağı olarak yararlandılar hem de Yunus’la ilgili kitaplar yayımladılar.
Bu yılların en önemli olayı, Yunus’un şiirler, piyeslerden sonra romanlarda, hatta post modern romanlarda işlenmeye başlaması, ardından da dizilere konu oluşudur. Daha önce Kemal Tahir (Devlet Ana (1968), Mustafa Necati Sepetçioğlu (Dünkü Türkiye Dizisinde yazdığı romanlarında) ve Tarık Buğra, Osmancık (1993) gibi romanlarda bu Türkmen kocasına da yer verdiler. Kemal Tahir’in Devlet Ana (1968)’da Yunus’a şarap içirdiği sahneler tartışmalara sebep oldu.
2000’li yıllarda Yunus Emre yeniden romancıların gündemine geldi. Sinan Yağmur (Aşkın Gözyaşları), Mustafa Akgün (Aşk Eri, Aşkın Hali), Mehmet Yıldız (Aşkın Med Hali), Rabia Barış (Aşkın Adı) Mahmut Ulu (Aşka Ağlayan Derviş), Osman Koçak (Aşk Dirliği) ve Emine Işınsu (Bir Ben Vardır Bende Benden İçeri)’den sonra, İskender Pala (Od) adıyla Yunus’u romanlaştırdı.
Necip Fazıl ve Nezihe Araz’ın ardından Sabahattin Engin ( 2 oyun), Recep Bilginer, Mustafa Necati Sepetçioğlu, Tarık Buğra, Nihat Asyalı, Sönmez Atasoy, Orha Asena, Tomris Çetiner, Sabahat Emir, H. Temel Akarsu gibi usta kalemler, Yunus’u sahneye aktardılar. Son 50 yılda tiyatroda Yunus rüzgarı estirdiler. Nail Tan ağabeyim, Uunus Emre Konusunda Oyunlar başlıklı yazısında bunları topluca değerlendirmiştir. (Türk Dili, S. 589, 1/2001, s.45-47).
Mustafa Tatçı ve İbrahim Has’ın araştırmalarından yararlanılarak 44 bölümlük Yunus Emre Aşkın Yolculuğu dizisi 2016’dan sonra TRT’de gösterildi. Bu yapımla ilgili araştırmalar yayımlandı. Yunus’u anlatan diğer bir film de Aşkın Sesi (2014) adlı yapımdır.
Söz etmek istediğim son eserlerden ilki, Ejder Okumuş’un hazırladığı 13. Yüzyıldan 21. Yüzyıla Yunus Emre (2012) adını taşıyor. Bu kitapta Farklı yazarların kaleminden Yunus Emre’nin pek çok yönünü görme, okuma ve öğrenme imkanı bulmaktayız. İkincisi Lütfi Kalel’nin Alevi-Sünni İnancında Mevlana-Yunus Emre-Hacı Bektaş Gerçeği; üçüncüsü de Beşir Ayvazoğlu’nun Yunus Ne Hoş Demişsin (2014) adlı biyografisidir. Son kitap, Yunus Emre etrafında kopartılan gürültüyü, Cumhuriyet aydınlarının kafa karışıklığını ve Yunus üzerinden hesaplaşmasını konu edinmektedir.
Her yıl 6-7 Mayıs’ta Eskişehir’de düzenlenen Yunus Emre’yi anma günlerine 1997’de katılmıştım. İlimizde yaşamış bir Yunus Emre hayranını Arapgirli Halk Şairi Fehmi Gür’ü geniş kitlelere ve halk edebiyatı camiasına tanıtmak için iyi bir başlangıç oldu. Fehmi’nin bütün şiirlerini yayınlamaya da bu seminerde karar vermiştim. Ancak, 2000’de nasip oldu. Rahmetli şairin vefatının 40. Yılında 2022’de Bütün Şiirlerin genişletilmiş olarak yeniden yayımlanması gerektiğini bu vesileyle hatırlatmak isteriz.
Kıymetli dostum Mustafa Özçelik, Malatya’ya geldiğinde Yunus Emre’nin Dostları (2014) adlı eserinini Yunusça muhabbetle imzalayıp vermişti. İçinde 20 yerli 2 yabancı (A. Schimmel ve A. Masala) bilim ve sanat adamının Yunus’a muhabbeti işleniyor. Kitapta bu aydınların Yunus Emre ile buluşma hikayeleri anlatılıyor. Yunus dostlarından kitaba alınmayanlar ve unutulanlar yok mu? Var elbette. Ancak, Özçelik’in amacı Yunus üzerine kitap yayımlayan ve araştırma yapan herkese değil, Yunus’la birlikte hayatı değişen insanlara öncelik vermiştir. Özçelik’in Yunus’la ilgili başka kitapları da vardır.
Özçelik’in kitabı bana yukarıdakileri hatırlattı. Sizlerle de paylaşmak istedim. Yunusça dua ve selam ile. Hoşça kalın, dostça kalın. Eseri okuduktan sonra, 700 yıldır, her dönemde geçerliliğini korumuş bir abide şahsiyet ile karşılaştığımızı elbette anlamış oluyoruz. Resimlere heykellere konu olan, en yüksek değerdeki banknotlarımızı resmi basılan bu Anadolu azizini, vefatının 700. Yılında Can Yunus’umuzu saygı, sevgi ve rahmetle anıyoruz.
Koca Yunus’un Sözüm şiiriyle yazıyı tamamlıyoruz:
Keleci bilen kişinin yüzünü ağ ede bir söz,
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı, söz ola bitire başı,
Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz.
Kelecilerin pişirgil yaramazını şeşirgil,
Sözün us ile düşürgil, demegil çağ ede bir söz.
Gel ahi ey şehriyari sözümüzü dinle bari,
Hezaran gevher dinarı kara toprağ ede bir söz.
Kişi bile söz demini, demeye sözün kemini,
Bu cihan cehennemini sekiz uçmağ ede bir söz,
Yürü yürü yolun ile, gafil olma bilin ile,
Key sakın ki dilin ile, canına dağ ede bir söz.
Yunus imdi söz yatından, söyle sözü gayetinden,
Key sakın o şeh katından seni ırağ ede bir söz.
Yunus Emre-Hacı Bektaş Veli-Ahi Evran bir arada