6 Şubat’ın üzerinden tam 10 ay geçti . Malatya koca bir kışı geride bırakırken bir diğer kış çoktan kapıya gelip dayandı.
Eski güzelliği dillere destan olan şehri Malatya’da depremden sonraki günlerde yerel yöneticilerimiz ağustos böceğinin koskoca bir yazı şarkılar ve türküler ile geçirmesi gibi geçirip gittiler. Bu koskoca geçen on aylık süreçte tek çalışan ise karınca misali bu şehrin toprağında, taşında emeği olan vatandaş, esnaf ve bu şehre gönül verenler oldu.
Hakkını yememek gerekir yerel yöneticilerimiz çalışmadı dersek inanın ki günaha gireriz. Çalıştılar! Çalışmak ne kelime hem de hamal gibi... Canlarını dişlerine takarcasına çalıştılar. Depremden dolayı bölgeye gelen her üst bürokratı, ulusal gazeteciyi karşılarken nasıl da yoruldular! Deprem anında ve sonrasındaki sayılı günlerde an denilen kısa bir sürenin bir can için kıymetli olduğu günlerde gösteremedikleri performansı nasıl da gösterdiler. Her türlü övgüye layık...
Her şeyi önceden gören, anlayan sözüm ona geniş bir ufka sahip düşünceleri ve vizyonları ile deprem sonrasında insanlara nasıl bir konfor(!) sağladıklarını anlatıp durdular. Bugüne kadar şehirde kalıcı konutlara gitmeyen altyapı hizmetlerini deprem sonrası geçici konutlara nasıl da götürdüler.
Deprem sonrası performansları ile halka şapka çıkarttıran yerel yöneticilerin 31 Mart 2024 yerel seçimleri yaklaşırken kafalarındaki en büyük soru ise depremin koskoca bir coğrafyada tüm taşları yerinden oynatırken siyasi taşları da yerinden oynatıp oynatamayacağı.
Orta hasar krizi ile başlayıp yerinde dönüşüm krizi ile devam eden deprem sonrasındaki yaşamda, en büyük sorun ise belirsizlik olarak karşımıza çıkıyor. Vatandaş yıkılan evinin veya işyerinin yerine yenisinin nasıl ve ne zaman inşa edileceğini, hak kaybının olup olmayacağını, yeni şehir planından dolayı işyeri veya evi sağlamda olsa yeni şehir planından dolayı yerlerinin yıkılıp yıkılmayacağı sorularına cevap arayıp duruyor.
Deprem sonrası devam eden artçılar ve şehirdeki belirsizlik şehirde emeği olan birçok önemli ismi, insanı bu şehirden koparıyor koparmayı da sürdürecek gibi duruyor. Hızlı bir şekilde nitelikli göç veren Malatya eski günlerini arayacak gibi duruyor. Hal böyle devam ederken yerel yöneticilerin şu anki meselesi ise 31 Mart yerel seçimleri.
Hâlihazırda koltukta oturan siyasetçiler siyasetteki var olan koltuklarını koruyabilecek mi? Büyükşehir’e namzet olanların-olacakların- Merkez İlçe Belediyelerine kendilerinin uygun göreceği isimlerin aday gösterilmesi sağlanabilecek mi? Tüm bu sorular kısa zamanda cevabını bulacaktır.
Gecelerini esnaf dükkanları ile araç lambalarının aydınlattığı Malatya sokaklarında belli bir saatten sonra yürümenin zor olduğu, bozulan demografik yapının getirmiş olduğu asayiş olaylarının eklendiği bir yaşamda evsiz, işsiz mağdur bir yaşam süren Malatyalı insanlarımız şimdi bir karar aşamasında. Peki, bu kararda hangisi etkili olacak, hangisi ağır basacak 6 Şubat mı 31 Mart mı?
Şimdilerde bitmek bilmeyen seçim anket çalışmaları ile algı yönetimleri devam ederken diğer bir taraftan da Büyükşehir Belediye Başkan adayı A mı olsun B mi olsun, ifadeleri ile insanlar koşullu bir şartlanmaya mahkum ediliyor. Sanki başka isimler yokmuş gibi. Hangi parti olursa olsun ayağa kalkacak bir Malatya için Malatya üstü bir isme ihtiyaç vardır. Büyükşehir Belediyesinin AK Parti olduğu gerçeği üzerinden yürürsek, yıllarca AK Partiye sahip çıkan Malatya için sahip çıkma sırası AK Partide’dir. Bu sahip çıkış Malatya’ya göstereceği aday şeklinde olmalıdır. Çevre Şehircilik eski bakanı Murat Kurum, Bilim ve Teknoloji eski bakanı Mustafa Varank veya bu mahiyette bir aday neden Malatya’da aday gösterilmesin ya da daha doğrusunu soralım bu isimler aday gösterilse Malatya önümüzdeki 4 yıl içinde nasıl bir süreç yaşar? AK Parti tarafından böyle bir adımın atılması Malatya’ya bakış açısının değiştirilmesini sağlayacağı gibi diğer partilerin de benzeri yaklaşımlarını birlikte getirecektir. Atletizmde eğer önünüzdeki koşucu rekora koşuyorsa sizi de rekora taşıyacaktır. Adaylar nezdinde gerçek ve adil bir yarışın olduğu bir ortamın tesis edilmesi durumunda ise bu işin tek kazananı olacaktır o da Malatya olacaktır.
Partilere gösterecekleri adayları doğru belirlemek hususunda iyi bir görev düşerken vatandaş olarak bize de iyi bir görev düşmektedir: Bu görev liyakatsizliğin bedelini birlikte ödediğimiz 6 Şubat gerçeğini unutmadan aday tercihlerini değerlendirirken yerel seçimlerde parti ve idealist yaklaşımlardan uzak, sadece başkan adayına değil başkan adayı ile birlikte yerel yönetimde görev alacak başkan adayının A kadrosunun liyakatine ve başkan adaylarının şehrin ihtiyaç analizlerine göre şehri ayağa kaldıracak sağlam projelere sahip olup olmadıklarına bakmak olacaktır.
Kazananın Malatya olması dileğiyle...