Camiler, İslam kültür ve medeniyetinin mimari tezahürleri,  bir yerin İslam coğrafyası olduğunun göstergesidir. Yani Şeair-i İslamdır.

İbadet mekânlarımız olması yanında aynı zamanda yaygın din eğitiminin merkezi olan camiler, inanan toplumlara kimlik kazandıran, toplumun sahip olduğu değerlerin korunmasını, aktarılmasını sağlayan tarihi mekânlardır.

Dünyanın en güzel şehirlerinin başında yer alan İstanbul’un yüzlerce doğal tarihi ve turistik mekânı vardır. Fakat bunlar arasında Ayasofya,  Süleymaniye ve Sultan Ahmet Camilerinin yeri bambaşkadır. Yine Bursa’da Ulu Cami, Adana’da Sabancı Merkez Camii, Kahramanmaraş’ta Abdulhamithan Camii, Elâzığ’da İzzetiye Camileri şehrin sembolleri niteliğindedir.

Depremle 200 camisi harap olmuş Malatya’nın neden sembolü olabilecek büyük bir camisi olmasın. Bunun maddi manevi eksikliğini hissetmiyor muyuz?

Geçen haftaki yazımızda Malatya’nın cami sayısı bakımından deprem öncesinde de zengin bir il olmadığını, depremle birlikte 200 caminin kullanılamaz hale geldiğini, özellikle merkezde acil bir camiye ihtiyaç bulunduğunu resmi TUİK verileri ışığında anlatmaya çalışmıştık.

Bu yazımızda caminin şehrin hangi bölgelerine yapılabileceğini irdelemeye gayret edeceğiz.

Malatya Büyük Camii alanı için ilk alternatif yerimiz; yıkılan eski adliye ve defterdarlık binası ile Çarmuzu Caddesi arasında bulunan alana ( köşe; hem bu caddeye hem çevreyoluna cephe olacak şekilde) yapılmasıdır. Burası merkeze yakın olup rezerv alan içerisinde bulunduğundan cami alanı olarak kazandırılması pek münasip olacaktır.

İkinci alternatif yerimiz;  bir yandan yeni itfaiye daire başkanlığına diğer yandan (eski sigorta hastanesi) yeni Yeşilyurt belediye binası karşısında bulunan Şeker Fabrikasına ait arazinin güney doğu köşesine yapılabilir. Her iki yer de şehir girişinde ana arter üzerinde bulunduğundan sadece Malatya’da yaşayanların değil, seyahat amacıyla gelip geçenlerin de araçlarını park edip nefes alabilecekleri, dinlenebilecekleri, abdest alarak namaz kılabilecekleri bir cami ve sosyal tesis görevini ifa edecektir.

Üçüncü alternatif yer olarak; merkezde yıkılan üç cami (Yeni,  Söğütlü, Çınarlı Camileri) yerine ki söğütlü, yeni cami, vakıf iş hanı, ayakkabıcılar çarşısı ile birlikte tamamı vakıf mülküdür. Bu alana büyük bir selatin cami yapılabilir. Bir hayırsever hemşehimiz yapımını üstlenmiştir.

Yukarıda andığımız gibi merkeziyet özelliği bulunmasa da, bu üç yer dışında büyük caminin yapılabileceği iki bölge daha gösterebiliriz. İlki, yapılırken belediye eski başkanı Selahattin Gürkan’a STK’lar tarafından birkaç kez söylenilmesine-söz verilmesine- rağmen yapılmayan Karakavak Mevkii Yüz akı Caddesi (Tecde Bulvarı) üzerinde bulunan 300 dönümlük Yüzüncü Yıl Parkı alanıdır. Oldukça geniş olan park, cami için halen müsait durumdadır.

Son olarak Gürkan döneminde yapılan Kayısı Ticaret Merkezi başta olmak üzere Buğday Pazarı ve Lisanslı Depo ile Şehir Mezarlığının da içerisinde bulunduğu devasa alana 10 bin kişilik büyük bir cami yapılabilir. Yukarıda belirttiğimiz üç alandan birine büyük cami yapılsa dahi bu alana da ikinci bir büyük cami yapılması büyük ihtiyaç olacaktır.

Kent merkezi büyük oranda yıkılmış olup, şehir yeniden yapılandırılırken vatandaşın ibadet ihtiyacı ile ilgili talepleri öncelikli olarak ele alınmalı ve parseller üzerinde şimdiden lekeler konulmalıdır.

Başta büyükşehir ve merkez ilçe belediyeleri olmak üzere şehrin resmi sivil tüm unsurları Malatya’ya şehrin sembolü olabilecek bir caminin yapılması için seferberlik ilan etmeli, herkes gücü, imkânı oranında elini taşın altına koymalıdır.

Böylece şehrimiz üzerindeki manevi kesafet ve bereketsizlik kalkacak mazisine layık bir Malatya’nın ayağa kalkma ve yeniden inşa sürecinin önü açılacaktır.