Bize dostumuz ahbabımız bir söz anlatıyorsa mümkün mertebe karşımızdaki kardeşlerimizi iyi dinleyelim iyi anlayalım ondan sonra biraz düşünüp cevap yada ekleyeceğimiz bir konu varsa anlatalım yoksa bilmeden bilgi sahibi olmadan konuşmak hiç ama hiç uygun olmaz o zaman susup dinlemek daha da erdemlilik olur bu arada konuşan kardeşimizi de şaşırmış olmayız şunu belirteyim konuşulan Vatana millete dinimize faydalı ise dinleyelim fakat gökteki için yerde ki için bir şey yoksa bir anlam taşımıyorsa kıymetli zamanımızı boşuna harcamayalım. Zaman o kadar önemli o kadar çabuk geçiyor ki günle farkına varmadan su gibi akıp gidiyor. Bazen de bizim büyüklerimiz bize bir konuyu anlattığı zaman iyi hatırlıyorum bizim çocukluğumuzda bize sadece bir kelimeyle anlatıyordu.
Bizim büyüklerimiz fazla mektep medrese görmemiş en iyi okuyan o yıllarda ilkokul mezunuydu o da bizim köyde okul yokmuş bizim yörelerde İriağaç Köyünde okul varmış şehirde oturanlar da ancak ilkokulu mezunuydu yüksek okula gidenlerin sayısı azdı fakat insanlar birbirine saygıda kusur etmezdi. Büyükler küçükleri sever küçüklerde büyüğüne karşı saygılı davranırdı. Şimdi sevgi saygı yok mu var fakat eskisi kadar yok diyebilirim. İnsanlar yaşlı anasını babasını ya götürüp huzur evine teslim ediyor. Ya da bir evin içinde tek başına bırakıyor. Tabi ki anasına babasına iyi bakanlar var onlar da az kaldıyani yaşı altmış beşi geçince ananın babanın etrafında kimse kalmıyor.
Nasıl olsa telefon var ara sıra telefon ediyor ana babalar çocuklarının sesini duyunca mutlu oluyor onlar rahat olsun bizde rahatız diyor mutlu oluyor. Hiç kimse oturup bir düşünmüyor bir gün bu kara kış benimde kapımı çalacak benimde evlatlarım bana ya huzur evinin yolunu gösterecek ya da eğer varsa bir eski daireye ya müstakil bir eve evlatları bırakıp gidecek hani derler ya etme kulum bulursun. Bu konu da Devletimiz var olsun Allah zeval vermesin anasına babasına bakana dahi maaş bağlıyor. Hem anana babana bakıp sevap kazanacaksın hem maaş alacaksın. Aslında ne güzel fakat buna rağmen bakmıyorlar birde ana babanın maaşı olduğu halde kapısını açmayan var. Parasını maaşını alıyor bakmaya gelince yok. İnşallah kardeşlerimiz bu konuları iyice düşünür ondan sonra karar verir.
Gerçek olan ölümde Allah ömür verirse ihtiyarlıkta herkesin kapısını bir gün çalacak.
Güçlü kuvvetli aslan gibi adamın gücü azalacak beli bükülecek saçı dökülecek damarlarda kanı çekilecek kara toprağa her gün biraz daha yaklaşacağız. O bakımdan son pişmanlık fayda sağlamaz elimiz tutarken ana babamıza bakalım sevabını aklı başında olan her Müslüman iyi biliyor.
Mal da gider mülkte gider boşuna eyleme keder. Fani dünyanın derdine kendini etme derbeder.
Umudumu kesmiyorum güzel kardeşlerim. Allah’a emanet olun saygılarımla beş dörtlüğümü sizlerle paylaşayım.
Hem hastayım hem ihtiyar,
Yaşlandım oldum perişan,
Garibim olmam bahtiyar,
Yaşlandım oldum perişan.
Evim bana oluyor dar,
Sanki dünya bana mezar,
Evlatlarım olmuyor yar,
Yaşlandım oldum perişan.
Benden önce gitti eşim,
Ağrıyor çileli başım,
Kalmadı ağzımda dişim,
Yaşlandım oldum perişan.
Bu maaşta aldım beşlik,
Yıkanmaz kirlenmiş işlik,
Neredesin, güzel gençlik,
Yaşlandım oldum perişan.
Budur yaşlılığın hali,
Kurudu derenin seli,
Kaya’yı sanmayın deli,
Yaşlandım oldum perişan.
Osman KAYA