Her yıl 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısı ile yaşlılarımızı hatırlıyor ve onları ziyaret ediyoruz.
Onlara hayatı kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Yaşlı kimseler için en acı his terk edilme duygusudur.
Bakıma muhtaç insanlar dahi yakınlarının arada bir de olsa kendilerini arayıp sormalarını, ziyaret etmelerini ve yaşamlarımızdan haberler getirmemizi beklerler. Bunu onlara çok görmemeliyiz.
Yaşlılara ziyarete en yakınlarımızdan başlamak gerekir. Kendi büyüklerini ihmal edip hal hatır sormaya başkalarından başlamak düpedüz riyakârlıktır.
Önce en yakınlarımızdan başlamalı daha sonra en uzağa doğru saygı, minnet ve şefkatimizi içtenlikle göstermeliyiz.
Unutmayalım ki! Yaşlıların sosyalleşmesi en az gençler kadar önemlidir. Onlar buna önem verir ve ihtiyaç duyarlar.
Günümüzde birçok belediye yaşlılardan taşıma ücreti almamakta veya indirimli tarife uygulamaktadır. Ama unutmamak gerekir ki onlar en çok gençlerin kendilerini ziyaret etmelerini isterler.
Bizim ülkemizde mevcut insan hakları ve temel özgürlükler yaşlılara tanınmıyor. Yaşlılar güven içinde yaşlanma koşullarında uzak. Yaşlılık dönemi gelirken küresel ve ülkesel düzeyde sürdürülecek mücadelenin yanında bireysel düzeyde önlemler almak da gerekir.
Toplumun ekonomik, politik ve sosyal yaşamlarına tam ve etkili olarak katılmadıklarından yaşam boyu öğrenme, toplum olanaklarına erişme fırsatları sınırlı.
Yaşlılar her türlü şiddet ve ayrımcılığa maruz kalıyor. Kuşaklar arası dayanışma az. Hak ettikleri saygıyı göremiyor. Sağlık hizmetleri destek ve sosyal koruma düzeyi yetersiz. Yaşlılar örgütlü olmadığından seslerini duyuramıyor.
Yaşlılar bilgi ve becerilerini arttırma, teknolojiden yararlanma olanağından yoksun. O yaştaki insanların üretken ve başarılı olabileceği. Hayat enerjilerinin olduğu, kendilerine keyif veren şeylerin peşinde koşabileceği, kalabilen hayatı yakalama mücadelesi verdiği, o zamana dek hayatın içinde bulamadıklarını hala bulabilme umudunu taşıdığı. Eskiden verdiklerinin bir kısmını tahsil etmeye çalıştığı, geçmişten yorulup yıpranarak elde ettiklerinin tadını artık çıkartmak istediği, bazı hatalarını düzeltmeye çalıştığı. Yaşayabilecekleri sürenin yaşadıkları süreden daha az olduğundan hareketle keşfetmekte geciktiklerini telafi etmeye çalıştığı, vb. göz ardı ediliyor.
Hepimizin bildiği gibi yaşam çocukluk, gençlik, olgunluk ve yaşlılık gibi göreceli kavramlar arsında sıkıştırılmış bir süreç.
Bir yandan henüz yirmili yaşlarda olmasına karşın kendini yaşlı hisseden, umudunu yitirmiş gençleri görürken çevremizde.
Bir yandan da seksenli yaşlarında hala üreten, yaşama direnen pek çok da yaşlı görmekteyiz.
Her ne kadar yaşlılık kavramı, belli rakamlar arasına sıkıştırılmış bir kavram gibi görünse de aslında insan htiği yaşı sürüyor.
Ama yaş aldıkça bir yandan yaşam mücadelesi içinde heder ettiği günlerine yanarken bir yandan da ruhunun yaşlanmadığını görüyor.
Şaşkınlıkla… Ve yaşama daha sıkı tutunmaya çalışıyor.” Dünya yaşlılar günü” diye adlandırılan bu
1 Ekim ve her daim Saygı ve Sevgi dileklerimle… Ruhu genç, eli öpülesi büyüklerimiz!
Gençlikte Günler Kısa, Yollar Uzun; Yaşlılıkta İse Günler Uzun Yollar Kısadır…