Kızıltuğ, 1944 yılının ekin mevsiminde Sivas ili Divriği ilçesi Mursal köyünde dünyaya gelmiştir. Dedesi, Mursal köyüne Hatay Kırıkhan’dan gelmiştir. Ortaokuldan sonra eğitim alamamıştır. Aynı köyden Fatma Hanım ile evlenen ozanımız 1958 yılında bağlama çalmaya başladı. Bağlamaya ilişkin temel bilgileri köyünde imam olarak bulunan Abbas ustadan öğrendi. İlk yıllarda başka aşıkların eserlerini ve yöresel türküleri seslendirdi. Daha sonra kendisine ait eserler çalıp söylemeye başladı. 1965’te askere gidinceye kadar bağlama çalmayı çok iyi bir biçimde öğrenir. Askerlik görevini Ankara’da yapar. Askerlikten sonra TCDDY’de işe girer. Babasının ölümü üzerine yeniden köyüne döner. Bir süre Divriği Demir Madeninde çalışır.

1969 yılında bir iş adamının desteğiyle İstanbul’a giderek üç plak doldurur. İlk plağı olan "Asrı gurbet harab etmiş köyümü" adlı plağı piyasaya çıktı. O yıllarda Avrupa’ya özellikle Almanya’ya yapılan dış göçü kastederek bunun bir asri gurbet olduğunu kastediyordu. Zamanla köylerdeki insanlar şehirlere ve büyük şehirlere yahut Avrupa ülkelerine gidiyor, köyler boşalıyordu. 450 hanelik köyümüz 30-35 haneye düştü. Ağalar, paşalar, hayvanlarını satıp şehre göçmüştü diye özetliyor o yılları. Bu eseriyle Kızıltuğ, iç ve dış göç olgusunu hüzünlü bir söyleyişle ifade ederek o dönemde büyük bir ilgi toplamıştır.
Bugüne kadar 103 plağı ve 87 kaseti yayınlandı. 1000’den fazla eseri bulunmaktadır. Bunların 550 tanesi başka sanatçılar tarafından seslendirilmiştir. 1969’ dan sonra sadece kendi eserlerini seslendirmiştir. Usta malı yahut başkalarına ait eserleri okumamıştır.
Eserlerini hazırlarken genellikle önce şiir olarak yazıp sonra onları besteliyor. Ancak doğaçlama da çalıp söylüyor, 1971 yılında İstanbul Tepebaşında düzenlenen ve tüm ozanların katıldığı bir atışma yarışmasında birinci seçildi. Kupa kazandı.
Geçim sıkıntısı nedeniyle yaşadığı köyünden göç etmek zorunda kaldı ve 1973’te Ankara’ya yerleşti. Burada önceleri çaycılık yaptı. Daha sonra on parmak daktilo yazmayı öğrenerek Mamak Belediyesinde memur olarak işe girdi. Bir yandan da konserler vererek sanat yaşamını sürdürdü.
Aşık Veysel ve Aşık Mahzuni, onu en çok etkilemiş aşıklardır.
Uzun sap bağlama çalıyordu ve bağlamasını hüseyni düzenine göre akort ediyordu.
"Baykuşlara Kalan Köy" ve "Sorma Efendim" adında iki kitabı yayımlandı. 2000’li yıllarda Yoruldum ve Yama Dağları adlı iki kitabı daha yayımlandı. Diğer eserlerini de 10 ciltlik kitap halinde yayınlamayı düşünüyordu. Bunları ne yazık ki, gerçekleştiremedi. Resmi Web Sitesi ozan hakkında ayrıntılı bilgiler veriyor. Sitede Türkü Sözleri bölümünde 100’den fazla türküsünün sözleri ile Müzik çalar bölümünde 856 eserinin söz ve ezgileri de yer alıyor.
Memur emeklisi ve Serhat, Mustafa, Gülşen ve Sakine adlı 4 çocuk babası olan Ali Kızıltuğ, Ankara'da ikamet etmekteyken 13 Aralık 2017’de tedavi gördüğü Güven Hastanesinde hayatını kaybetti.
Başarılarımdan dolayı aldığım ödüllerden bir kısmını söylemek isterim:
1971 yılında İstanbul tepebaşında yapılan ve tüm ozanların katıldığı bir atışma yarışmasında birinci seçildim. Aynı yarışmada hürriyet gazetesi tarafından ödüle layık görüldüm. 2009 yılında Ankara Gazi Üniversitesi'nde Divriği Vakfı tarafından düzenlenen Cumhuriyet Balosu’nda “YAŞAYAN EN ÜNLÜ OZAN ÖDÜLÜNE” layık görülerek plaketi ise Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tarafından verildi. 2011 yılında İstanbul’da “Sivaslı Sanatçılar Birliği” tarafından düzenlenen "USTAYA SAYGI" isimli programda yılın ozanı seçilerek dernek başkanı Ünal Daşlık tarafından onur plaketi verildi. 2012 yılında “ANKARA HALK OZANLARI DERNEĞİ” başkanı Kenan Şahbudak tarafından "Ustaya Saygı" ve “YILIN OZANI ÖDÜLÜ” verildi.
Hayata bakışımı da şöyle ifade edebilirim:
Kızıltuğ, kendisini ve hayata bakışını şöyle özetliyor: "Ne yarimden vazgeçtim, ne sazımdan vazgeçtim, ne de vatanımdan vazgeçtim. Nasıl Mursal'dan geldiysem, o nazlım, sefil, tertemiz bir köylü çocuğu isem şimdi de aynıyım...".
Ali Kızıltuğ: Çocuklarım, kimliğimden çok çekti:
Yaşayan Alevi ozanlardan Ali Kızıltuğ, ustası Âşık Mahzuni Şerif'in ölümünden sonraki yalnızlığını, 'Mahsun gitmiş, uzatmayı oynuyom' diye dizelere yansıtmış. 62 yaşındaki Kızıltuğ, 1969'de çıkardığı ilk plak olan, 'Asrı gurbet harab etmiş köyümü'den bu yana 103 plak, 87 kaset ve 1160 eserle ozanlık geleneğinde güçlü bir yere sahip. Birçok türküsü hâlâ dillerde.
Kızıltuğ, 1973'te yerleştiği Ankara'da, memur olarak girdiği Mamak Belediyesi'nden dört yıl önce ‘uğradığı baskılar yüzünden’ emekliliğini istemiş:
"Dört yıl önce belediye AKP'ye geçmeden önce yazı işleri müdür yardımcısı olarak görev yapıyordum. AKP'liler gelince beni ve üç Alevi arkadaşımı 'temizlik işlerine' kaydırdılar. Gün boyu bulmaca çözer olduk. Telefonumu bağlamıyorlar, çay istediğimizde 'Su soğuk' diyorlar, arabalarımızı yıkamamıza izin vermiyorlardı. Bir gün geldim, odamı dağıtmış, radyomu kırmışlar. Müdüre şikâyet ettim. Odayı gören müdür, 'Öyle icap etmiş, öyle olmuştur' dedi. Tam bir sene mücadele ettik. Bunun üzerine 3 bin 500 YTL dışarıdan ödeyip emekli oldum. Topu topu 600 YTL alabildim..." diyor.