Malatya’mız Tanıtım Günlerimize içeriden bakmaya devam edelim.
Arapgir tarihi ‘İpek Yolu’ üzerinde bulunan ve eski adı Daskuza olan Arpgir’in MÖ: 1200 yıllarında kurulduğu ve ilk yerleşimcilerinin Muşkiler olduğu düşünülmektedir. Daha sonrası sırasıyla Hititler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, İslam uygarlıkları, Anadolu Selçukluları, Moğollar, Anadolu Beylikleri ve Osmanlıların hâkimiyetine girmiştir. Arapgir yerleşiminin bulunduğu bölgeye yaklaşık 1765 yıllarında taşınmaya başlanılmıştır. 1915 yılı öncesine göre 7 Ermeni Kilisesi yer almasına rağmen günümüz sadece bir tanesinin kalıntısı taşınmıştır.
Neolitik dönemden beri bir yerleşime alanı olan Arapgir, Osmanlı döneminde yerleşimin kavşak noktasında bulunması, tüccarların girişken ve çalışkan olması sonucu Arapgir Doğu Anadolu’nun ticaret ve sanat merkezi olmuştur.
Arapgir İlçesi – Tescil Edilmiş Kültür Varlıkları ve Sit Alanlarından bir kaçına değinecek olursak;
1-Eski Arapgir Kalesi, Ulu Cami, Mir-i Liva Ahmet Paşa Cami, Hanikâh, Çarşı Hamamı, Osman Paşa Hamamı, Büyük Kozluk Köprüsü. Kilise Kalıntırı, Çobanlı Konağı. Arapgir – Merkezde olanlardan bir kaçı.
2-Arkeolojik sit alanlarından bir kaçı ise; Ormansırtı Kaya Mezarları 14 adet. Orman Sırtı köyü. Onar Köyü Kaya Mezarları Onar Köyü.
3- Yine kültür varlıklarımızdan olan ve yakın zamanda haberlere konu olan Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat döneminde (1221-1237) Türkmen Şeyhlerinden Hasan Onar tarafından yaptırılan Cemevi büyük ilgi görerek, ziyaretçi akınına uğramaktadır.
Son olarak Battalgazi ilçemize ait bir iki not düşmek istiyorum. Battalgazi ilçemiz tarih ve arkeoloji bakımından eski ve büyük kültürel değerlerimizi halen bağrında taşıyor. Burada bunlardan hangi bir yanını anlatsak, diğeri bir yanımız hep eksik kalacak.
Elde edilen bulgular ve yapılan kazılarda çıkan buluntulara göre, Battalgazi ilçemizin Eski Malatya olarak kültür varlıklarının MÖ. 200 ila 1839 yıllara dayandığı anlaşılmaktadır. Zaman zaman ev temel kazılarında bile eski uygarlık izlerine rastlanmaktadır.
Şehrimizde o kadar çok örnekleştireceğimiz hem mekânımıza, hem maddi ve manevi kültürel varlıklarımıza, hem de şahsiyetlerimize ilişkin o kadar kadim birikimlerimiz var ki, hangi konuya el atsan, her biri diğerini çağrıştırıyor.
Elbette Malatya Turizm Master 2016 – 2023 Planında hem Malatya’mız geneline ait, hem de ilçeler bazında, yüzlerce kadim kültürel varlıklarımız o kadar derlenip toplanmış ki, bu kaynağın ayrıca ele alınıp incelenmesinde ve bunların Malatyalı hemşerilerimiz ve kamuoyuyla buluşturmamız gerektiğine inanıyorum. Bunlar bizler kendi şehrimizdeki hemşerilerimizle buluşturamazsak, şehrimizden dışarıya taşınmış, ayrıca yurdum insanlarına ve turizm alanlarına açarak turistlerle bu mekânlarımızı nasıl buluşturacağız?
İşte ‘Malatya’mızın Tanıtım Günleri’, bunun için önemli ve değerli. Yeter ki bu önemli ve değerli günlerimizi yarınlarımıza, bu miraslarımızı ortak değerlerimizi kim veya kimlere nasıl taşıyacağımızın beyin fırtınasını, gelin bu yazılarımızı vesile bilerek ortaya dökelim.
Birlerimizin bazı şeyleri şehrimizde dillendirmesi, öncülük ve sahiplik etmesi gerekir diye düşünüyorum. Yoksa hem kamu kurum ve kuruluşlarımız, hem meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları, hem de hemşerilerimizin bu miraslarımızı tek başlarına sahiplenmesinin mümkün olmadığını söylemek istiyorum. Sahip aramaya da gerek yok diyorum. Bizler, hepimiz hemşeriler olarak sahip çıkmasak, çıkamasak soruyorum sizlere, kimler sahip çıkacak? Yeter artık. Bu güzelim şehrimize sahip arama sevdamızdan bir an önce vaz geçelim.
Oysa un, su, şeker her şeyimiz var ve hazır. Yani Büyükşehir Belediyemizin hazırlamış olduğu 2016 – 2023 ‘Turizm Master Planı’ elimizde. Malatya’mıza ilişkin yüzlerce kaynak, yazılmış eserler ve arkeolojik kaynakların verileri elimizde. Bunların her biri bizlerin bunu yoğurup helva yapmasını bekliyor.
Gelin bu günlerden başlayarak 2018 yılında yapacağımız ‘Malatya Tanıtım Günlerimize’ bugünlerden başlayarak, düşünce ve önerilerimizi ortaklaştırarak, bu kervanı gideceğimiz tanıtım günlerine kadar yola koyalım.
Ben geçtiğimiz tanıtım günlerimize içeriden bakarak düşüncelerimi sırasıyla ortaya dökeyim.
1-Atatürk Kültür Merkez mekânına yerleştirilen stantlar tanıtımımıza uygun yerleştirilmemiş.
Özetle bu mekâna;
13 İlçelerimizden; a)Akçadağ, b)Arapgir, c)Arguvan, d) Battalgazi, e)Darende, f) Doğanşehir, g)Doğanyol, h)Hekimhan, ı)Kale, i)Kuluncak, Pütürge, j)Yazıhan, k)Yeşilyurt Belediyelerimizin stantları ile ana giriş bölümünde; Temsili makamlar olarak Malatya Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve İnönü üniversitemizin stantların açılmasının uygun olacağını uygun düşünüyorum. Kaymakamlık ve diğer meslek örgütlerinin veya sivil toplum kuruluşlarının birikimlerinin stantlarda yerlerini açma yerine, birikimlerini bulundukları ilçelerde, ilçelerimizle birlikte ortaklaşa değerlendirmelerinin daha doğru ve yararlı olacağını düşünüyorum. İlçemiz Kaymakamlık Makamlarının da gerek görülüyorsa Malatya Valiliği standında temsilen bulunmalarının daha yararlı olacağını düşünüyorum. İlçemiz stantlarına açılan kaymakamlık tabelalarının işlevsiz kaldığını gördüğüm için, burada bunu söylemeden geçemeyeceğim.
Her ilçe kendi kadim tarih, kültür, maddi ve manevi değerleri ile donatılmış bilgi birikimlerini ilçelerine gelen, hem ilimiz dışında yaşayan hemşerilerimize, hem de yurdum insanlarına en iyi şekilde anlatacak, yeteri kadar belediyeleri içerisinde görevli, hem de gönüllü olarak bilgi birikimlerine göre ilçelerine tanıtım günlerinde katkı sunmak isteyen hemşerilerimizle birlikte ‘Tanıtım Günlerimize’ kadar hazırlanmalarının yararlı olacağını düşünüyorum. Aynı zamanda bu hemşerilerimizin bacasız fabrika diye nitelendirilen ‘Turizmimizin’ o ilçedeki hazırlanmış, hazır ayakları olacağın düşünüyorum.
İlçelerimizin birçok paralar harcayarak bastırılan, kitap broşür ve basılı kartlar yerine, ilçelerinin konumunu işleyen harita, kadim tarih, maddi ve manevi varlıkları, yeme içme kültürümüzün de içinde yer alacağı bilgi ve resimlerle donatılmış birer flaş belleği, gelen insanlarımıza ilçelerimizi tanıtım anlatımlarından sonra verilmesinin, tanıtımımız açısından daha yararlı olacağını düşünüyorum. Tüik rakamlarına göre 2014 yılında ‘‘her beş evin üçünde internet erişimi var. Yine Türkiye genelinde internet erişi imkânına sahip hanelerin oranı 2014 Nisan ayında 60,2 oldu. Bu oran 2013 yılının aynı ayında 49,1’idi.’ Ülkemizde bu kadar hızla yaygınlaşan internet ortamında, hemşerilerimize flaş bellek ile tanıtımımızın hem kalıcı hem de daha ucuz ve çevreyi kirletmeme açısından da katkı sunacağını düşünüyorum. Ayrıca, Ankara tanıtım günlerinde şunu gördüm ki poşetlere ve küçük el çantalarına doldurulan kitap, broşür ve kartların birçoğunun kapı önündeki çöp kutularına atılarak, stantlarda ikram edilen yiyecek-içecek maddelerinin bu poşet ve el çantalarına doldurulduğunu tanık oldum. Bu alışkanlığın nerdeyse her hafta bu mekânda hem de yanlış bir şekilde uygulanmasından kaynaklandığını düşünüyorum. İnsanlarımızın bu alışkanlıklarının da bizim yapacağımız ikramlarımızın biçim, içerik ve niteliğinin değiştirilmesi ile birlikte dönüştürülebileceğimizi düşünüyorum. Malatya’mızın ülkemiz illeri arasında birçok konularda olduğu gibi, bu konuda da diğer illere öncülük etmesini bekliyorum. İnşallah gelecek yıl gerçekleştireceğimiz,‘Ankara Malatya Tanıtım Günlerimizi’ daha farklı ve örnek bir buluşma ile kutlayacağız.
Bu konudaki yazılarıma yarın da kaldığımız yerden devam edeceğim.