8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından ilk olarak 1983 seçimlerinde seçim propagandasının bir ifadesi olarak kullanılmaya başlanan ‘’Orta Direk’’ kavramı; memur,işçi, emekli, esnaf, çiftçi gibi sabit gelirli ya da düşük gelir seviyesinde olan insanlarımızı kapsıyordu.

Toplumun geniş bir kesimini kapsayan ve buna bağlı olarak da ülke ekonomisinin ve ülke siyasetinin önemli aktörü olan ‘’Orta Direk’’ 39 yıl sonra aynı buhranları ve aynı sıkıntıları yaşamaya başladığı bugünlerde gelin Turgut Özal’ın 16 Ekim 1983 yılındaki seçim kapsamında seçmenlerine kendi el yazısı ile kaleme aldığı mektuba kulak verelim: ‘‘…Samimiyetle söylüyorum ki ‘’Devlet İşleri’’ bizim iyi bildiğimiz işlerdir. Bu işleri yürütecek, çok iyi yetişmiş başarılı ve dinamik kadrolarımız var. İş başına gelirsek eskiden olduğu gibi Türkiye ‘’yoklar değil varlar ülkesi olur.’’ Bunların nasıl olacağını birçok meselenin nasıl çözüleceğini seçim bildirgemizi okuyunca anlayacaksınız. Hep beraber olursak elbirliği ile gönül beraberliği ile çalışırsak gücü ve yetkiyi bize verirseniz sıkıntılarınız azalacak; işsizlik, bürokrasi, konut gibi konularla diğer meseleler çözüm yollarına girecektir…’’diyordu.

Tabanda ciddi karşılık bulan ve memleketin içinde bulunduğu duruma net olarak neşter vuran bu tespite ‘’Orta Direk’’ karşılıksız kalmıyor ve 1983 genel seçimlerinde Turgut Özal’ı iktidara taşıyordu.

2023 seçimlerine yaklaştığımız bugünlerde seçimin yönünü 39 yıl sonra yine orta direk, genç nüfus ile birlikte belirleyecek gibi duruyor.

Toplu tüketim, gıda ürünleri, akaryakıt, enerji, inşaat, cam, hammadde ve daha birçok kalemde arkası kesilmeyen fiyat artışları bu sefer sadece ‘’Orta Direk’in değil toplumun tüm kesimlerinin belini kırarken, evdeki tencerenin hali dost meclislerindeki sohbetlerinana gündem maddesini oluşturmaya devam ediyor.

Öyle ki dünya ekonomisindeki olumsuz gelişmeler, dünyayı kavuran pandeminin ortaya çıkardığı daralma, yanıbaşımızda cereyan eden Ukrayna-Rusya savaşı fiyat artışlarını her geçen gün körüklese de tarım ve ekonomide devlet politikalarında ki yetersizlik halk tabanında ekonomik buhranın daha fazla hissedilmesine sebebiyet vereceği açık bir şekilde gözükmektedir.

Son yıllarda borç ürüterek oluşturulan toplumdaki konforun bedelini hepimizin ödemeye başladığı bugünlerde ünlü ozan Aşık Daimi’nin:

Bir Gülün Çevresi Dikendir Hardır,

Bülbül Har Elinde Ah İle Zardır.

Ne Olsa Da Kışın Sonu Bahardır,

Bu Da Gelir Bu Da Geçer Ağlama.

dizeleriyle teselli bulup umudumuzu bahara taşırken Orta Direk derdine çözüm üretecek sese kulak kesilmiş durumda.