Konusunu iyi yorumlayan Avcı’nın bu çalışmalarıyla Pir Sultan yeterince aydınlanmıştır. Pir Sultan’ın neredeyse üzerinde çalışılacak yönü kalmamıştır. Avcı’nın çabaları sonucunda bütün tarihsel belgeler ve sözlü, yazılı kaynaklardan derlendi, metinler bir araya toplandı, karşılaştırmalar, sınıflandırmalar yapıldı. Pir Sultan konusu olabildiğince aydınlatılmış oldu. Günümüzde, Ali Haydar Avcı, bütün derlenmiş metinleri karşılaştırarak Pir Sultan’lar konusunda neredeyse son sözü söyledi. Ama tartışmaların günümüzde hala devam ettiğini görüyoruz.
Bunların dışında kalan Cevdet Kudret (1965), Memet Fuat (1977), Orhan Ural (1982), Mehmet Bayrak (1986), Muzaffer Uyguner (1993), Ahmet Özdemir (1997), Nurettin Albayrak (1998) Orhan Yorgancı (?) gibi yazarların da Pir Sultan’la ilgili yayımlanmış kitapları vardır. Vecihi Timuroğlu İnançları Uğrunda Öldürülenler (1991)’de; Metin Turan’ın çeşitli kitap ve makalelerinde de Pir Sultan’a bölüm ayırılmıştır. Elbette, bu yayınlar da bir ihtiyacı karşılamış ve Pir Sultan’ı ve şiirlerini farklı kesimlere tanıtmıştır.
Pir Sultan ve çevresi ile ilgili birkaç bibliyografya hazırlanmıştır. Asım Bezirci’ninkinden yukarıda söz etmiştik. Mehmet Yardımcı hocamız 1990’li yıllarda bölüm öğrencilerimizden birine lisans tezi olarak Pir Sultan Abdal Bibliyografyası hazırlatmıştı. 2012’de ise, aşağıda değerlendireceğimiz bir yüksek lisans tezi yönetti. Cihan Sezen’in yüksek lisans tezi olarak hazırladığı Pir Sultan Abdal ve Açıklamalı Bibliyografyası (Kalkender Yay. 2018) 1928-2015 yıllarını kapsamaktadır. Günümüze kadar yapılmış yayınların tümünü kapsayan kitapların kapaklarına da yer verilen ayrıntılı bir Pir Sultan Abdal Bibliyografyası yapılmalıdır.
Pir Sultan bir doktora tezine konu oldu: Haydar Deligöz, (2007). Pir Sultan’ın Şiirlerinin Tahlili ve Dayandığı Temeller. İzmir: Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yayımlanmamış doktora tezi. Bu çalışmanın neden yayımlanmadığını merak ettim.
İren Melikof gibi Pir Sultan Abdal’ın ülkemiz dışında yaşayan dostları da boş durmadılar elbette. Melikof, Uyur İdik Uyardılar, Alevilik Bektaşilik Araştırmaları kitabını da bu duygularla yazdı. Pir Sultan’ın şiirleri, deyişleri başka dillere de çevrilip okundu, söylendi, dinlendi. Hakkında başka ülkelerde de çalışmalar yapılmaya başladı.
1967’de Erol Toy, Pir Sultan Abdal’ı oyunlaştırdı. (“Pir Sultan Abdal”, Toplu Oyunları 2, İstanbul: Mitos-Boyut Yay.,2010, 117-191). Günümüze kadar birçok kez sahnelenen bu eser üzerine Sevda Şener gibi tiyatro alanında çalışan akademisyenler ve eleştirmenler değerlendirmeler yaptılar. Pir Sultan, başka oyunlara ve gösterilere de yansıdı. Barış Yıldırım’ın Seyr-i Pir Sultan’ı hatırlanabilir. O’nun adını taşıyan tiyatro toplulukları, semah grupları kuruldu. Müzik ve halk oyunu merkezleri açıldı.
1973’te sinemaya uyarlandı başrolünü Fikret Hakan’ın oynadığı sinema filmi Pir Sultan Abdal, büyük ilgi gördü. Milyonlarca kişi tarafından izlendi.
Rahmi Saltuk (Almanya 1976) Pir Sultan kasetini yayımladı. Ruhi Su, Pir Sultan Abdal’dan Deyişler, Sultan Suyu adıyla bir kaset, LP ve CD hazırladı (1980); Sadık Gürbüz, 1978’de Almanya’da plaklara ve kasetlere Pir Sultan Abdal’dan Deyişler okudu. Grup Kızılırmak, Geçmişten Geleceğe Pir Sultan Abdal adıyla bir albüm yayımladı.
Günümüzde, hakkında yüzden fazla kitap ve binlerce makale yazılmış bu büyük Türk şairinin Yunus Emre ve Karacaoğlan’da olduğu gibi mezarının yeri belirlenememiştir. 1990’dan sonra geniş kitlelerin katıldığı anma etkinlikleri devam etmektedir. Pir Sultan Vakıf ve Dernekleri çalışmalarını sürdürmektedir. 2000’li yıllarda bütün şiirleri derlenip değerlendirilmiş, kişiliği yeterince aydınlatılmıştır.
Günümüzde geniş bir Pir Sultan Abdal Sözlüğü ve Ansiklopedisi’ne hala muhtacız.
Pir Sultan Abdal da Yunus ve Karacaoğlan gibi Türkçenin gelişimine katkıda bulunmuş bir şairdir. Kültür aktarımına türküleriyle, nefesleriyle katkıda bulunmuş, Bektaşi felsefesini şiirlerinde yaşatmıştır. O’ndan geriye kalanları gelecek kuşaklar da okuyup değerlendirecek ve yeniden yorumlayacaktır.
Pir Sultan’dan günümüze neler kaldı? Okunan 400’den fazla şiiri, çalınıp söylenen 100’e yakın semah, nefes ve türküsü, zulme başkaldıran hayatı ve tavizsiz kişiliği, Hızır Paşa’yla ilgili menkıbe ve efsaneleri. Aile bireylerinin ve oğullarından Pir Muhammed, Pir Ali, Pir Gaip Abdal ve kızı Senem’in akıbeti. Hızır Paşa’nın Senem’e duyduğu büyük aşk yüzünden kendi piri Pir Sultan’ı idam ettirdiği gibi konular halen aydınlatılamamıştır.
Pir Sultan Aşık kolundan yetişmiş 20’den fazla aşığın kültürümüze kazandırdıkları… Bunlar az şeyler değil elbette. Pir Sultan, Yunus ve Karacaoğlan’da olduğu gibi Pir Sultan da gelenek oluşturmuş ve geleneği sürdürmüştür. Kendi adını taşıyan bir aşık kolunun odak şahsiyetidir.
Pir Sultan’ın kültürümüzdeki en önemli yeri, kendisinden sonra bir aşık kolunun oluşması ve eserlerinde bu mirası günümüze kadar ulaştırmış olmalarıdır. Demet Gülçiçek’in Mehmet Yardımcı danışmanlığında tamamladığı, Aşık Kollarında Gelenek, Etkileşim, Eğitim ve Pir Sultan Abdal Kolunun Oluşumu adlı yüksek lisans tezinde (Dokuz Eylül Ünv. Eğitim Bil. Enst., İzmir 2012, s. 162-175) giriş bilgileri sıralanmıştır. Konunun daha da geliştirilmesi ve bu kola mensup başka aşıkların belirlenmesi ile ilgili çalışmalar devam etmektedir. Unutmayalım ki, Pir Sultan Aşık Kolu, bugüne kadar tespit edilen aşık kollarının (Tümü 18-19. Yüzyıldan sonra oluşmuştur.) en eskisidir. Halk şiiri araştırmaları bakımından da bu kolun oluşumu önem taşımaktadır.
Mehmet Yardımcı’nın Pir Sultan Kolundaki Aşıklarda Söz Varlığı başlıklı makalesi, Pir Sultan Araştırmalarına önemli bir katkıdır. Doğan Kaya’nın Türkoloji cu.edu.tr’de yayımlanan Cönklerden Gün Işığına Abdal Mahlaslı Halk Şairleri adlı araştırması da konumuzla ilgilidir. Makalede Abdal Musa’dan Pir Sultan Abdal’a Teslim Abdal’dan Virani Abdal’a kadar uzayan 30 halk şairinin bu mahlası kullanması, Pir Sultan’ın edebiyatımıza kalıcı bir etkisi olarak da yorumlanabilir.