Malatya’nın değerlerini yazdığım, gazete köşemde bugün yazacağım kişi, unutulmaz değerimiz Şehit Pilot Gökhan Ertan. 13 Şubat 1980’de doğan, 22 Haziran 2012 tarihinde görev uçuşu için Malatya Erhaç Meydanı’ndan kalkış yaptıkları RF-4E Phantom tipi savaş uçağının Suriye tarafından düşürülmesi sonucu şehit olan pilotumuzdur Gökhan Ertan. Mangal yürekli, üstün zekâlı, üstün eğitimli, üstün yetenekli Gökhan. Hem Sümer İlkokulunda hem de Malatya Anadolu Lisesinin ortaokul kısmında kızımla aynı sınıfta okuyan, öğretmen arkadaşım Ali Ertan’ın oğlu olan, mahallemizin, Malatya’mızın, Türkiye'nin pırlanta çocuğu Gökhan Ertan. Çocukluğundan, Hava Harp Okuluna gittiği zamana dek yakından tanıdığım, görüştüğüm akıllı, zeki çalışkan bir gençti Gökhan Ertan.

O, bir idealistti. O, adı gibi göklerin hâkimi olmayı hedefleyen kişi idi. Hedefine ulaşarak pilot olan büyük insandı. Gökhan Ertan, kısa süren pilotluk mesleğinde gelecek vaat etti, üstün özelliği ile dikkatleri üzerine çekti. Pilot Gökhan’a Türk Yıldızları ekibine katılması için davet yapıldı. Eğitimlere katılması teklif edildi. Gökhan Ertan’ın Türk Yıldızları ekibine katılması, şehit olması nedeniyle kısmet olmadı.

Yazımı hazırlamak için rahmetlinin annesi ve babası ile konuştum. Oğulları ile ilgili duygularını dinledim. Önce babası emekli öğretmen Ali Ertan’ın, oğlu Gökhan ile ilgili olarak anlattıklarını kendisinden dinleyelim. “Gökhan 13 Şubat 1980 tarihinde doğdu. Küçücük bir çocukken ona oyuncak almaya girdiğimiz oyuncak dükkânında helikopteri seçtiği yatağına bile helikopterle giriyordu. İlkokul çağlarında dahi bu helikopteri hiç bırakmıyordu. İlkokula Sümer İlkokulunda başladı. Senin kızın Gülay’la birlikte Timur Erkuş’un öğrencileri idiler. 5. sınıftayken girdikleri sınav sonucunda çocuklarımız Malatya Anadolu Lisesinin ortaokul kısmını kazandılar. Gökhan'ın merakı hep askeri okullara gitmekti. Ortaokuldan sonra Malatya Fen Lisesini kazandı. Liseden sonra girdiği üniversite sınavı sonucunda tıp fakültesini kazanacak puan aldı. Aynı zamanda girdiği Hava Harp Okulu yazılı sınavını da kazandı. Ardından mülakat ve spor aşamalarına sıra gelmişti. Her gün farklı bir sınava giriyor, her akşam bu sınavlarda neler yaptığını bize heyecanla anlatıyordu. Son gün komutan görüşmesi akşama kalmıştı. Komutan görüşmesinden sonra listeye bakıp kazandığını görünce ‘Allaaah, kazandım’ diye bağırarak bize sarılıp, sevgi yumağı oluşturdu. Bir ay intibak eğitiminden sonra yemin töreni oldu. Biz de yemin törenine gittik. Bu bir aylık sürede oğlum çok zayıflamıştı. Annesi bu halini görünce üzüldü. Sultan Ahmet Camisinin avlusunda otururken annesi Gökhan'a, ‘Oğlum, bırak bu işi. Evimize gidelim’ dedi. Ancak Gökhan, ‘Hayır anne. Ben yemin etmişim. Ayrılmam söz konusu olamaz. Benim tek istediğim buydu’ dedi.

Hava Harp Okulunun Endüstri, Bilgisayar ve Uçak Mühendisliği bölümlerinden Uçak Mühendisliğini kazandı. Öğrencilere Yalova kamplarında uçuş eğitimi veriliyordu. 2002 yılında Yalova’da pilotluk sınavını kazandı. İzmir Çiğli’ye tayini çıktı. 2002 – 2004 yılları arasında İzmir 2. Ana Jet Üssü Komutanlığında eğitime alındı. 2004 yılında Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığında göreve başladı. Daha sonra Malatya 7. Ana Jet Üs Komutanlığına F4 pilotu olarak atandı. 3 yıl Malatya’da çalıştıktan sonra İzmir 2. Ana Jet Üs Komutanlığına tayini çıktı. Öğretmen pilot olarak görev yaptı. Bu tarihlerde gelinim Nihal de İstanbul’da sınıf öğretmeniydi. Torunum Burak da annesiyle birlikteydi. 2011 Eylülde gelinim Nihal İstanbul’dan, oğlum Gökhan da İzmir’den Malatya’ya tayin oldular. Böylece tüm aile bir araya geldik.

Gökhan görevine devam ederken 22 Haziran 20212’de arkadaşı Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy ile beraber görevdeyken uluslararası sınırlarda Akdeniz’de F4 Phantom uçağının Suriye tarafından düşürülmesi sonucunda şehit oldular. Şehadetinden üç ay sonra küçük oğlu doğdu. Adını da babasının adı olan Gökhan koyduk.

Şehit olan oğlumuzun taziyesine Başbakan, Meclis Başkanı, bakanlar, ana muhalefet partisi genel başkanı, milletvekilleri, birçok ilin belediye başkanları, partilerin il başkanları, Türk Silahlı Kuvvetleri Komuta Konseyindekiler başta olmak üzere 2. Ordu’nun çeşitli birimlerinden askerler ile devresindeki pilotlar ve yer subayı arkadaşları katıldılar. Elazığ, Van, Bingöl, Tunceli, Erzurum, Kayseri, Maraş, Gazi Antep, Sivas’tan vatandaşlar gruplar halinde taziyemize gelerek acımızı paylaştılar.”

Şimdi de Şehit Pilot Gökhan Ertan’ın annesi Zennure Ertan’ın oğlu hakkında söylediklerini kendisinden dinleyelim. “Oğlum Gökhan 13 Şubat 1980 tarihinde dünyaya geldi. İlk göz ağrım Gökhan’ımla birlikte hayatta olduğu sürece ailecek mutlu bir hayatımız oldu. Harp okulunda yemin töreninden sonra Malatya'ya geldik. Oğlumu zayıflamış görünce çok üzülmüştüm. Hastalandım. Yeğenim yanımda kalıyordu. Evde uzanmış yatarken kapı zili çalınca yeğenim, ‘Hala askeriyeden misafir geldi’ diyerek beni kaldırdı. Misafir gelen komutan Gökhan’ın odasını gezdi. Sohbetimiz esnasında Komutana; ‘oğlumun zayıflamış olduğundan dolayı üzüldüğümü belirterek, oğluma subaylığı bırakarak bizimle beraber Malatya’ya dönmesini önerdiğimi, oğlum Gökhan’ın da bana, ‘Hayır anne. Asker yemini ettim. Askerliği bırakmam. Ben pilot olacağım’ dediğini söyledim. Komutan bana, ‘Yenge Hanım, O bizim de evladımız. Biz onları kendi çocuklarımızdan ayırmayız. Bu çocuklar milletimizin gözbebeğidir. Mustafa Kemal Atatürk, ‘İstikbal göklerdedir’ demiştir. Askerlerimiz önce Allah'a sonra bizlere emanettir. Kalbini ferah tut’ dedi. 2012’ de oğlum Gökhan’ım şehit oldu. Şehitlik en büyük mertebe. Ancak ana yüreğidir, dayanmak mümkün değildir. Rabbim sabır versin. Diyecek bir şey yok. Takdiri ilahi. Torunlarım Burak ve babasının adını taşıyan Gökhan tesellim ve övünç kaynağımdır. Torunlarımıza, oğlumuza baktığımız gibi bakacağız. Oğluma ’Göklerin hanı, hakanı’ derdim. Artık bu unvanı küçük torunum için kullanacağım. Küçük torunum Gökhan bir şehit oğlu. Onu da babası gibi yani asker gibi yetiştireceğiz ve vatanımızın emrine vereceğiz inşallah. Tüm şehit çocuklarını da, torunlarım Burak’ı ve kardeşi Gökhan’ı da Rabbim korusun inşallah.”

Öğretmen, gazeteci, yazar Kemal Deniz, çocukluğundan beri tanıdığı Pilot Gökhan Ertan’ın şehadetinden sonra hakkında bir şiir yazdı. “Bir melek göğe çıktı, tek endişesi vatan, Yiğit akıncı beyi Yüzbaşı Gökhan Ertan” nakaratlarının yer aldığı beş kıtalık şiir oldukça duygu yüklüydü. Bu şiir büyükçe bir zemine basılarak taziye mekânında yüksek bir yere asıldı. Okuyanların yüreğini dağladı.

Vefatından sonra Hava lojmanlardaki bir caddeye, Cirikpınar Mahallesi’ndeki çocuk parkına, yeni yapılan endüstri meslek lisesine Şehit Gökhan Ertan adı verildi. Şanlı Türk Ordusunun gözbebeği şehidimiz Gökhan Ertan’a rahmet diliyor, annesi, babası, eşi ve çocuklarıyla kardeşlerine sağlıklı günler temenni ediyorum.