Malatya’da dikkat çeken kişilerin biyografilerini derlediğim gazetemdeki köşemde daha önce Şehit Yüzbaşı Pilot Gökhan Ertan ile Şehit Yarbay Songül Yakut hemşerilerimizi yazmıştım… Geçtiğimiz günlerde Malatya’ya yürekleri yakan bir ateş daha düştü. Malatyalı Özel Harekât Polis Memuru Aytaç Altınörs’ün de içinde yer aldığı araca Suriye’nin Marea Bölgesinde hain teröristler tanksavar roketi ile saldırdılar. Antalya Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli olan Malatyalı Özel Harekât Polisi Aytaç Altınörs şehit oldu.

Kahramanımız Aytaç’ı yazmak benim için oldukça zor. Otuz yıl önce İnönü Mahallesi Bahçeli Evler Sitesi C Blokta Apartman komşumuz, değerli aile dostumuz Nurettin Altınörs ile Eşi Deniz Hanım’ın biricik oğluydu Aytaç. Büyük oğlumdan dört yaş küçük olup, küçük oğlumdan iki yaş büyük olan 1988 doğumlu Aytaç elimizde büyüdü. Site bahçesinde ve sokağımızdaki çocukluk halleri gözümün önünden gitmiyor. Öğretmen oluşumdan ötürü de Aytaç’ın eğitim hayatını hep izledim. Mehmet Emin Bitlis İlkokulu’ndan sonra Sümer Ortaokulu ve ardından Sümer Lisesini okudu. Uzun süre Tekelspor’da futbol oynayan Nurettin Abi, oğlu Aytaç’ın da mesleği ne olursa olsun, hayatında spor da olsun istiyordu. Çeşitli spor branşlarının maçlarına, antrenmanlarına götürdüğü Aytaç da babası gibi futbolu seçti. 12 yaşlarındayken Tekelspor Genç Takımında oynamaya başladı. Sporla ilgisi o denli yüksekti ki, Erciyes Üniversitesi Spor Yöneticiliği Fakültesinde okudu. Üniversiteyi bitirdikten sonra bir süre basketbol hakemliği yaptı.

Askerliğini yaptıktan sonra polis olmak istedi. Erzincan Polis Okulunu bitirince kısa bir süre Tunceli’de çalıştıktan sonra Mardin’e tayin oldu. Beş yıl Mardin’de çalıştıktan sonra sekiz ay önce Antalya’ya tayin oldu.

Aytaç sosyal, aktif, çalışkan, zeki bir insandı. Babası ile birlikte bir süre Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü kantinini çalıştırmışlardı. Canciğer olduğundan dolayı spor camiasında da çok ahbabı vardı. Bu ahbaplarından biri de Masa Tenisi Antrenörü Ömer Tekin idi. Defin günü mezarlıkta karşılaştığım Ömer Tekin, whatsabını açıp bana göstererek şunları söyledi: “Uzun süredir yazışmadığımız Aytaç’tan Perşembe günü akşam whatsap mesajı geldi. Selam ve hal hatırdan sonra, kendisine nerede olduğunu sorunca; ‘Suriye’de olduğunu’ yazdı.“İşlerinin zor olduğunu, kendisine dikkat etmesini’ yazdım. Bu mesajlaşmamızın ardından Aytaç’ın babası Nurettin Abiyi aradım. Hal hatırdan sonra Nurettin Abi’ye Aytaç’la mesajlaştığımı, Suriye’de olduğunu ve durumunun iyi olduğunu söyledim. Meğerse Aytaç, anne babasına Suriye görevine gideceğini söylememiş… Daha 24 saat geçmeden sonraki gün akşam saatlerinde Aytaç’ın şehit olduğu haberini aldım. Sanki şehit olacağı ayan olmuş da veda eder gibi mesaj yazmıştı bana.”

Kahraman Polisimiz Aytaç Altınörs hakkında yazı yazmaya karar verince evlerine gittim. Babası Nurettin, annesi Deniz, ablası Fulya ve küçük kardeşi Akın ile görüştüm. Şehit Babası Nurettin Altınörs’ün anlattıklarını birlikte dinleyelim: “Perşembe akşam saatlerinde arkadaşım Ömer Tekin beni aradı. ‘Aytaç’la görüştüklerini ve Suriye’de olduğunu’ söyledi. Suriye’ye gittiğini bilmediğimden o an göğsüme ağrılar girdi. Oğlumun Suriye’ye gittiğinden haberdar olmadığımı anlayınca bu haberi benimle paylaştığı için Ömer pişman oldu. O gece uyuyamadım. Şehit olacağını hissettim. Bir ara uyumuşum ki rüyamda oğlumun şehit olduğunu gördüm. Cuma günü sabah kalktım ve işyerime gittim. Akşam 21.00 civarında siteden komşumuz Kemal Bey işyerime geldi. ‘Dükkânı kapat eve gidelim. Eşiniz Deniz Hanım rahatsızlandı’ dedi. ‘Kemal yalan söylüyorsun. Eşimin rahatsızlığı yok ki. Yoksa Aytaç’a bir şey mi oldu?’ diye sordum. Kemal Bey, Aytaç’a bir şey olmadığını, eşimin rahatsızlandığını tekrar etti. Araba ile eve giderken Kemal’e gece gördüğüm rüyayı anlattım. Siteye girdiğimizde çok sayıda polis arabasını sitede görünce oğlumun şehit olduğunu anladım.

Taziyemiz dolayısıyla beni telefonla arayan başta Sayın Cumhurbaşkanım Recep Tayyip Erdoğan’a, taziyemize bizzat gelen İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’ya, Çevre Bakanı Murat Kurum’a, şükranlarımı sunarım. İl dışından beni telefonla arayan Siyasi Partilerin genel başkanlarına ve bütün emniyet müdür, amir ve polislerimize teşekkür ederim.

Bizi yalnız bırakmayan mükemmel insanlar Malatya Valimiz Aydın Baruş’a, İl Emniyet Müdürümüz Ercan Dağdeviren’e, POMEM Müdürü Faruk Nalçacı’ya, her an yanımda bulunan Turgut Koç Komiserime, Emniyet Şube Müdürlerine ve Ali Gültekin’e ve tüm polislere teşekkür ederim. Taziyemize gelen 2. Ordudan askeri komutanlarıma, milletvekillerimize, Büyükşehir Belediye Başkanımız Selahattin Gürkan’a, Yeşilyurt Belediye Başkanımız Mehmet Çınar’a, Battalgazi Belediye Başkanımız Osman Güder’e, Sosyal Hizmetler İl Müdürüm Galip Sökmen’e komşularımıza, arkadaşlarımıza, spor camiasına, oğlumun il içinden ve il dışından gelen arkadaşlarına, taziyemize gelen ve telefon eden herkese ailem adına teşekkür ederim.”

Şehit annesi Deniz Altınörs’ün söylediklerini birlikte dinleyelim: “Aytaç’ımın bebekliğinden başlayarak, çocukluğu, gençliği, polis olduğu günkü sevinçli anları gözümün önünden gitmiyor. Oğlum, vatanını seven bir genç idi. Vatanı ve milleti için şehit oldu. Oğlumu ve tüm şehitlerimizi Rabbim cennetiyle mükâfatlandırır inşallah. Tüm şehitlerimize ve oğluma Allah’tan rahmet, tüm şehit ailelerine ve bize sabır temenni ediyorum. Bizi teselli eden telefonla arayan, taziyemize gelen herkese şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca taziye süresince yanımda benimle kol kola olan kadın polislerimize teşekkür ediyorum.”

Ablası Fulya Altınörs Şeker’in anlattıklarını birlikte dinleyelim. “Kardeşimle aramızda bir buçuk yaş fark var. Ama adeta ikiz kardeşler gibi büyüdük. İlkokul ve ortaokulu aynı okullarda, liseyi farklı okullarda okuduk. Kahraman kardeşimle gurur duyuyorum. ”

Evin küçük çocuğu üniversite sınavlarına hazırlanan Akın Altınörs’ün abisi ile ilgili duygularını birlikte dinleyelim: “Abim benim kahramanımdı. Bana hep olumlu örnek oldu. Bilmediğim çok şeyi ondan öğrendim. Ben de abimle gurur duyuyorum. Ben de abim gibi polis olmak istiyorum.”

Yazımı tamamlayacağım sırada, telefonum çaldı. Arayan satranç hakemi ve beden eğitimi öğretmeni Mithat Coşkun Karatepe idi. Hal hatır ederken Şehit Aytaç hakkında yazı yazdığımı söyledim. Bunu duyan Mithat beni eski yıllara götürdü. Kendisinin Aytaç’tan dört, beş yaş büyük olduğunu, mahalledeki çocuklarla futbol takımı kurduğunu bu çocuklarla birlikte yıllarca top oynadıklarını, Aytaç’ın zeki, çevik ve centilmen bir futbolcu olduğunu, çok güzel top oynadığını anlattı. ‘Aytaç ile arkadaşları elimizde büyüdü’ dedi. Çok duygulandı. Aytaç’a Allah’tan rahmet diledi.

En son geçen yıl bayramda bir araya geldiğimiz gün meğerse Aytaç’la son görüşmemiz imiş. Kahraman Şehidimiz Aytaç Altınörs’e Allah’tan rahmet diliyorum. Böylesine değerli bir vatan evladını yetiştiren anne babaya milletimiz adına teşekkür ediyor, sabır temenni ediyorum.