Çok keyiflidir yıldızları seyretmek. Onlara bakmak, çıplak gözle parlaklıklarını izlemek bambaşka bir dünyadır. Bu dünyaya dalmak için başımızı yukarı doğru kaldırır, kafamızı geriye doğru eğeriz. Çünkü onlar yukarıdadır.
Öyle haz verir ve derin düşüncelere götürür ki bu seyir hali insanı, kafasını ne kadar geriye doğru eğdiğinin farkına bile varamaz. Çünkü seyrederken kendinden geçmiş bir halde olur. Bütün yaşamı bir film karesi gibi gözünün önüne serilir. Keşkeler boğazında düğümlenir. Kurduğu hayaller birer birer gözünde canlanır. Çok mutlu bir anın da olsa dahi, anılar onu duygusallaştırır.
Zirveye çıkmayı hayal eder. Zirveye çıkışın kolay olmadığını ve herkesin çıkamayacağını düşünür. Zirvede var olan her şeyin tertemiz olduğu hissi onu iyice içine çeker. Her insan zirveye ulaşabilir mi diye düşüncelere dalar. Zirveye çıkmak bu kadar kolay mı? Hayır, hiç de kolay değil! Kimse kolay kolay oralara çıkamaz. Zirveden uzak kalırlar. Herkes bu özel yere ulaşarak orayı kirletemez. Zirvede ne varsa tertemizdir.
Ulaşıp da oradan beslenenlere ne mutlu…
Bunun için insanın bir hedefi olmalıdır. Hedefe doğru ilerlerken, olabildiğince mükemmeliyetçi ve kendinden emin hareket etmelidir. Ancak hayalini kurduğu zirveye, heyecan ve mutlulukla ulaşmaya çalışır. Ulaşılan zirve öyle temiz olmalı ki hiçbir soru işaretini içinde barındırmamalıdır. Zirveye, doğru adımlarla ilerleyerek çıkılmalıdır.
Zirveye çıkınca orada kalabilmenin düşüncesi insanı alır ve sıkıntıya sokar. Acaba iyi mi yaptım? Burada olmak istiyor muydum? Der… Eski heyecanı kalmaz. Belki de hayal kırıklığı sarar içini. Hiçbir şeyin hayal ettiklerinden daha güzel olamayacağı gerçeği ile başarısı gölgelenebilir.
Zirveye yakışmalı bir insan. Eğitimiyle, kültürüyle, karizması ile orayı hak etmeli… Bu değerlerin insanda buluşmasıyla ancak zirveye çıkmak bir anlam kazanır.
Yüksek yerlerde yaşamadan dünyadan zevk alınamaz mı? Zirveye çıkabilecek donanım ve yeteneklerden yoksun olanların yaşama hakkı yok mu? Elbette var. Ancak herkes kendi durumunu değerlendirerek hayat yolunu çizerse mutluluğa mutlaka ulaşır. Zaten amaç hayatta mutlu olmak ve ondan zevk almak değil mi?
Zirveye çıkmak çok zor ve meşakkatli bir yoldur. Oraya elleri cebinde çıkamazsınız, çaba ister özveri ister. Ama zirvede kalmak çok daha zordur.
En yükseğe çıkmak, oralarda bulunmak herkese nasip olmayabilir. Her nerede yaşarsak yaşayalım, hayatı güzelleştirmek ya da kendimize ve çevremize zehir etmek bizim kendi elimizdedir.
Hayat çok basit. Ya yaşarsın ya ölürsün. Her saniye, yaşadığımız son an olabilir. Bunu bilerek yaşamak, yaşayabilmek çok önemlidir. İster zirvede olsun isterse eteklerde, hayatı dolu dolu yaşamak en güzelidir.
Ne mutlu hayattan zevk alarak zirveye ulaşanlara…