Türküler, kültürümüzün en önemli yapı taşlarından biridir. İnsanoğlu ne zaman ki dünyaya geldi, o zaman kültür oluşmaya başladı. İlk insandan tutun, bu yazıyı okuduğunuz tarihe dek yaşamış ve yaşamakta olan insana, mirastır kültür.Türkülerimiz de bu mirasın içinde yer alan en değerli parçadır. Çünkü türküler ile bir dönemi rahatlıkla özetleyebilirsiniz. Türküler, halkın söyleyemediği, gösteremediği, yaşayamadığı ve yaşatamadığı duygulardan yola çıkar. Hâl böyle olunca da türkü halkın bağrında yatan duyguyu rahatlıkla gün yüzüne çıkartır. Bu sebepten ötürü türküler kültürün sesi soluğudur diyebiliriz.

Bu hafta da yine böyle bir türkü ile karşınızdayım. Bu türkü bin dokuz yüzlü yıllarında yaşamış Şahin Beyin ardından yakılmış bir ağıttır.

Bin dokuz yüzlü yılların başı. Türk tarihinin hüzün dolu yılları da denilebilir bu yıllara... Koskoca imparatorluk çökmüş ve onun düşmanları en iyi payı alabilmek için hiç zaman kaybetmeden, bütün güçleriyle saldırıya geçmişler. Türk insanının elinde avucunda kala kala Anadolu toprakları kalmış. Fakat düşman ona da razı olmamış. "Türklerin elinde hiçbir şey kalmamalı. Onların yeri Asya bozkırları. Türkleri oraya sürmeliyiz." düşüncesiyle acımasızca saldırmışlar. Yemen’de, Kafkaslar’da, Cezayir’de, Sina Çölleri'nde şahadet şerbeti içen kocalarına, çocuklarına, kardeşlerine nispet, sıra Anadolu topraklarına gelince kadınlar, kızlar cepheye koşmuş. Düşmana iman dolu göğsünü siper etmiş... Dünyanın en gelişmiş silahlarıyla donatılmış düşman orduları Anadolu şehirlerini bir bir işgal ediyordu. İşte bu işgallerden birisi de Antep'de yaşanıyordu. Kahraman Türk insanı bu haksız işgallere karşı göğsünü siper ediyordu. Bu kahramanlardan biri de Antep'i, bir köprü başında ölümüne savunan Şahin Bey'di. Anadolu'nun diğer şehirlerinde nice adı bilinmedik Şahin Beyler, bu topraklar uğruna canlarını feda etmedi mi? Şahin Bey Umumi Harpte İhtiyat zabiti olarak Sina cephesinde bulunur ve İngilizlere esir düşer. Esaretten kurtulduktan sonra Antep'e gelip silaha sarılarak Fransızlara karşı savaşır. Başına topladığı üç-beş cengaverle, Kilis yolunda bir cephe oluşturur. Fransız miralayı Andrean'ın idaresinde üç tabur piyade (biri Cezayir Avcı Taburu, biri Senegal Avcı taburu, biri de Müstemleke Taburu), iki süvari bölüğü, bir Cebel bataryası, bir istihkam bölüğü, bir nakliye bölüğü, 400 araba, bir seyyar hastane, hülasa kuvvetli bir Fransız müfrezesi, 25 Mart 1920 tarihinde, Artep'i işgal etmek üzere Kilis'ten hareket eder.

Tarih 28 Mart 1920'ydi. Şahin Bey, Gaziantep’imizin korunmasında, birkaç kahraman arkadaşı ile köprü başını tutarak, düşman sürülerini yurduna sokmayan, korkusuz Türk kahramanıdır. Bu kahraman Türk evladı, çok sayıdaki, kendi birliğinden kat kat fazla düşman askerleri karşısında yılmadan, aslanlar gibi savaşmış. Şahin Bey: "O hain düşman, benim ve arkadaşlarımın cesedini çiğnemeden Antep'e giremez. Antep'i düşmanın 300 çizmelerine çiğnetmemeye ant içtik." diyerek köprü başını tutmuşlar. Öyle bir savaş olmuş ki, Şahin Bey ve çetesinin yiğitliği onların şehit düşmelerinden yıllar sonra bile unutulmamış. Bu ağıt da tüm kahraman Türk şehitleri adına Şahin Bey için yakılmış.

Anama söyleyin damda yatmasın

Çuha şalvarıma uçkur takmasın

Oğlum gelir deyi yola bakmasın

Vurun Türk uşağı namus günüdür

Şahin'i sorarsan otuz yaşında

Süngüyle delindi köprü başında

Çeteler oturmuş ağlar başında

Uyan Şahin uyan gör neler oldu

Sevgili Antep'e düşmanlar doldu.

Anama söyleyin malımı satsın

Kanlı gömleğimi bağrına bassın

Nişanlım güzeldir kardaşım alsın

Kardaşım almazsa ellere kalsın

Uyan Şahin uyan...

Şahin Bey düşmana ilk kurban oldu

Fransız kuvveti Antep'e doldu

Analar, bacılar saçların yoldu

Uyan Şahin uyan uyanmaz mısın?

Diz çöküp düşmana dayanmaz mısın?

Al kızıl kanlara boyanmaz mısın?

Uyan Şahin uyan yaran çok mudur?

Düşmandan öcünü alan yok mudur?

Saplanan bağrına yoksa ok mudur?

Şahin Bey vuruldu yollar açıldı.

Antep'in üstüne matem saçıldı

Birçok camilere çanlar takıldı

Çeteler durmayıp birden bozuldu

Şanlı bayrağımız kanla yazıldı

Zavallı vatana mezar kazıldı

Kimi yaralanmış kanlar saçıyor

Kimi süngülere bağrın açıyor

Kimi yavrusunu almış kaçıyor