Hacı Bektaş dolayısıyla Mahmut Hayrani, Ahi Evren, Şeyh Ede Bali, Karaca Ahmet Sultan, Abdal Musa, Koçu Baba, Koyun Baba, Şahkulu Sultan, Dede Kargın, Pir Sultan Abdal, Hasan Dede,

Şah İsmail, Sarı Saltık, Battal Gazi gibi yol uluları da gündeme gelmektedir. Hacı Bektaş Veli’ninadını taşıyan vakıflar, dernekler ve sivil toplum kuruluşları çalışmalarını sürdürmektedir. Doğduğu veyaşadığı topraklarda kurulan üniversite kendi adını taşımaktadır. Ankara’da Gazi Üniversitesi’ne bağlıolarak kurulmuş Hacı Bektaş Veli Araştırma ve Uygulama Merkezi, başta olmak üzere Ankara’daki Hacı Bayram Üniversitesi, Nevşehir’deki Hacı Bektaş Üniversitesi, Çorum’daki Hitit Üniversitesi ve ilimizde faaliyet gösteren İnönü Üniversitesi Avrasya Alevilik Araştırmaları Merkezi gibi kuruluşlar, kurumlar üniversite ortamında çalışmalarını sürdürmektedir. Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Dergisi 2020’de 96. sayısını yayımlamıştır. Ayrıca, Hacı Bektaş Kültürünü tanıtan birçok kitap yayımlamıştır.
Sanal ortamda hacıbektaşveli.com. gibi web siteleri, bu Anadolu bilgesini geniş kitlelere tanıtmaktadır.
Her yılın Ağustos ayında geniş katılımlarla Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde anma etkinlikleri kesintisiz olarak sürdürülmektedir. Yurt genelinde kongre, sergi, sempozyum ve paneller düzenlenmektedir. Hacıbektaş ilçesinde düzenlenen etkinliklerde 1994’ten beri hemen her yıl, Halk Şairleri Arasında Hacı Bektaş Veli Şiir Yarışması düzenlenmekte ve ayrıca Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü verilmektedir. Sonuncusu 2019’da Musa Eroğlu’na verildi.
Hacı Bektaş’ın Türk Kültürünün temel taşlarından biri olduğuna şüphe yoktur. Hakkında düzenlenmiş Velayetname dışında Hacı Bektaş’ın kendi kaleminden çıktığı düşünülen eserleri de bir külliyat olarak yayımlanmıştır. Külliyatta Fatiha Tefsiri, Nasihatleri, Besmele Şerhi, Makalat ve Fevait gibi eserleri bulunmaktadır. Dört Kapı Kırk Makamı anlattığı Makalat’ın Ahmet Yesevi’in
Fakrname’sinin şerhi olduğu tahmin ediliyor. Ahmet Yesevi-Hacı Bektaş ilişkisini savunanların en büyük kozu bu benzerlik olurken; reddedenlerin en büyük kozu, Bektaşilikte bir Ahmet Yesevi postu veya makamı bulunmamasıdır. Hacı Bektaş’ın doğrudan Yeseviliğe bağlı olmadığını düşünenler, İsmail Kaygusuz gibi, Hacı Bektaş’ın bir İsmaili olduğunu düşünenler de vardır.
Hacı Bektaş’a ait eserler ve özdeyişler dışında manzum söyleyişler var mıdır? En yaygın olarak bilinen aşağıdaki deyişin dışında Hacı Bektaş’ın Türkçe manzum eserleri olduğu da söylenmektedir. Ancak bugüne kadar bunlar su yüzüne çıkarılamadı. Bu tür şiirlerin torunlarından Bektaş Çelebi (1554-1580)’ye ait olduğu da söyleniyor. Bunlardan en yaygın olarak bilinen bir deyişine göz atalım:

Hararet nârdadır, sacda değildir,
Keramet baştadır, tâcda değildir.
Her ne arar isen, kendinde ara,
Kudüs’te, Mekke’de, Hâc’da değildir.
Sakın, bir kimsenin gönlünü yıkma,
Gerçek erenlerin sözünden çıkma.
Eğer insan isen ölmezsin, korkma,
Âşığı kurt yemez, uc’da değildir
Gönül Kabesine girmesin hülya,
Nefsine hâkim ol düşme bed huya.
Kirleri arıtan baksana suya,
Hep yüzü yerlerde, bucda değildir

13-14. yüzyılda Mevlana’nın Hacı Bektaş’ın, Yunus Emre’nin ulaştığı derinliğe onlardan 700-800 yıl sonra ulaşamamamız elbette bizim eksikliğimizdir. Günümüzde ne gerçek erenler, ne de nefsine hakim olan ve su gibi, toprak gibi yüzü yerlerde olan alçak gönüllü insanlar kaldı. Oysa Hacı Bektaş bu geçeği, okunacak en büyük kitap insandır, çok keramet var insanda, Bilimle gidilmeyen yolun sonu karanlıktır diyerek yüzlerce yıl önce herkese ilan etmiştir.
Hacı Bektaş Veli, yukarıda belirttiğimiz gibi geçen 800 yılda Türk Kültürünü özellikle de Türkçemiz ses bayrağımızı yücelten ana damarlardan biridir. Tarih boyunca O’na seslenen, O’nu yücelten ve ondan yardım, medet dileyen yüzlerce deyiş yazılmış, öncülüğünü Hacı Bektaş dergahından yetişen şairlerin, çelebilerin ve Yunus, Pir Sultan Abdal gibi yol ulularının yaptığı ve bu dergahtan mahlas alarak deyişler söylemiş Sadık Baba, Esiri gibi kişilerin yürüttüğü yüzlerce aşık yetişmiştir. Bunlar, kültür dünyamızda Bektaşi Şiiri denilen özel bir edebiyat alanı oluşturmuştur.
Hacı Bektaş ve Bektaşilik, edebiyat dışında müzik, resim, heykel, mimari tiyatro ve sinema gibi güzel sanatların diğer dallarında da işlenmiş, zengin bir Alevi Bektaşi Müziği ortaya çıkmıştır.19. Yüzyıldan eskiye ait Bektaşi kültürünü yansıtan minyatürler, resimler ve hat biçiminde resim-yazılar kültürümüzü zenginleştirir ve farklılaştırırken Hacı Bektaş Veli ve diğer canları temsil eden heykeller, resimler duvarları, alanları ve parkları süslüyor. Dergahlardan esinlenerek yeni mimari eserler inşa ediliyor.
Başta edebiyatçılar olmak üzere ilahiyatçılar, tarihçiler ve sosyologlar, bu konuda alanlarıyla ilgili birçok çalışma yapmıştır. Müzeyyen Buttanrı, Çorum Hitit Üniversitesi’nin düzenlediği I.Uluslararası Hacı Bektaş Veli Sempozyumunda (2010, C. 2, s. 873-892 ) sunduğu Tiyatro Eserlerinde Kahraman Olarak Hacı Bektaş Veli başlıklı bildiride, Hacı Bektaş’ın bugüne kadar altı tiyatro eserinde başkahraman olarak işlendiğini, Yunus Emre ile ilgili piyeslerde ve filmlerde de ayrıca yer aldığını belirtmektedir. Bu piyeslerden ilki, Şair Evlenmesi’nden de eskidir. Chabert tarafından düzenlenmiş ve 1761 tarihlidir: Hikayet-i İbda-ı Yeniçeriyan… Diğerleri, Sabahattin Engin (1961),
Orhan Asena (1995), Rahmi Dilligil (1998), Nezihe Araz (1998, Kutlu Melek adıyla) ve Recep Bilginer (2001) gibi ünlü yazarlar tarafından kaleme alınmıştır. Musahipzade Celal’in Mum Söndü adlı piyesi de konumuzla ilgilidir. Bu piyeste Bektaşiler olumsuz yönleriyle ele alınmıştır.
II. Meşrutiyet’ten sonra Yakup Kadri’nin yazdığı Nur Baba (1922) adlı romanından başlanarak Bektaşilik ve Hacı Bektaş Veli, romanlara da konu olmuştur. Niyazi Ahmet Banoğlu’nun yazdığı Bektaşi Kız Cumhuriyet döneminde yazılmıştır. 1966’da Murat Sertoğlu, Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin hayatını iki cilt olarak roman üslubunda yazmıştır. Geçen zaman içinde Hacı Bektaş’ı romanlaştıran onlarca kitap yazıldı. Bu eserler üzerine araştırmalar yayımlandı. İlhan Cem Ersever’in
Çağdaş Türk Romanı ve Öyküsünde Aleviler (Alev Yay., İstanbul 2005) adlı çalışması kitap bütünlüğündedir. Ayrıca makale olarak yayımlananlar da vardır.
2000’li yıllarda konuyla ilgili yayımlanan bazı romanların sadece yazarlarını sıralıyoruz:
Emine Işınsu, Durali Yılmaz, Mahmut Ulu, Kemal Derin, Mahmut Çetin, Veysel Dinler ve Mustafa Yuka (Hace Bektaş) … İsmet Kırdar’dan başka Erhan Dündar-Orhan Dündar, Hacı Bektaş’ı çizgi roman olarak bizlere sundular. Yazıyı aslanlarla ceylanları kucağında dost olarak taşıyan büyük bilgenin bir dörtlüğüyle tamamlıyoruz:
Sevgi muhabbet kaynar, yanan ocağımızda, Bülbüller şevke gelir, gül açar bağımızda. Hırslar, kinler yok olur, aşkla meydanımızda, Aslanlarla ceylanlar, dosttur kucağımızda.