Bir fırtınaya doğru tam gaz ilerliyoruz. Yaptığımız bütün yanlışları, tekrar yanlışla kapatmaya çalışıyoruz. Bir haksızlık görsek “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyip uzaklaşıyoruz. Çoğu zaman evrenin bize gönderdiği mesajları bile kale almıyoruz. Üstüne daha fazla hata yapıyoruz. Her ne hikmetse, yaptığımız bu hataların yol açtığı olumsuz durumları göz önünde bulundurmuyoruz. Duruma örnek vermek gerekirse, şu anda ülkemizin kanayan yarası olan orman yangınları. Peki bu yangılar neden oluşuyor? Aslında çok basit bir sebebi var. Ormana, yeşil alana piknik yapmaya gittiğimiz zaman, çöplerimizi toplamıyoruz.Özellikle de cam şişe gibi ışığı ısıya dönüştürebilen atıkları. Hâl böyle olunca da yaz aylarında kırk dereceye çıkan sıcaklıklarda ormanlarımız kibrit çöpü gibi alevleniyor. Ormanlarımız (dünya’nın akciğerleri) yandıkça da açığa çıkan karbondioksit (CO2), karbonmonoksit (CO) ve azot (N2) gibi gazlar atmosferde birikir. Bu durum da normal seyreden sıcaklıkları, iki üç katına çıkartır. Haliyle bu durumun sonucu olarak da ülkemizdeki su kaynakları azalır. Azalan su kaynakları ülke çapında su sorunlarının artmasına ve tarım ürünlerinde verimin azalmasına sebep olur. Bu durum da önüne geçilemeyecek sorunlar doğurur.

Orman yangınları üzerinde durduğumuz örnekten yola çıkarak, orman yangınlarının sebep olduğu olumsuzlukları, zincirin halkaları gibi tamamladık. Çıkan sonuca bakar mısınız, dehşet verici. İşte tam bu nedenle bir fırtınaya doğru tam gaz ilerliyoruz.