CHP kurultaylara alışık bir partidir. Hatta CHP için kurultaylar partisi de denebilir.

Öyle ki bir yıl içinde birkaç kurultay yaptığı da olmuştur. Kurultay yapmak adeta CHP için sıradan rutin bir olay.

Yani kurultay yapmakta üzerlerine yoktur. Artık bu işlerin uzmanı olmuşlar.

Adamlar bu işi iyi biliyorlar diyeceğim tam gelmişken; bu defa başaramadılar.

İyi bir kurultay yapma becerisini gösteremediler.

Delegelere ve katılımcılara ikram ettikleri kumanyalar insan sağlığını tehlikeye atacak nitelikte bozuk çıktı. Onlarca kişi yedikleri kumanyalardan zehirlendi.

E ne olacak kardeşim olabilir bu tür aksaklıklar denebilir.

Hatta bu durum normal karşılanabilinir.

Asıl sorun bu kumanyaların kimin tarafından hangi yemek fabrikasına yaptırıldığı.

Yetkililer bu konuda konuşmak istemiyorlar.

Konuşmak şöyle dursun sorumluluğu kimse üzerlerine bile almıyor.

Hani üç maymunlar derler ya. İşte öyle.

Üç maymunları oynuyorlar.

Basın yayın organlarında buna dair yazılar çıkıyor. Partinin eski bir üst düzey yöneticisinin ve hala yönetici konumunda olan bu şahsın adı ve ona ait olduğu iddia edilen yemek fabrikasının adı ortalıkta dolaşıyor.

Eğer bu iddialar doğruysa demektir ki;

Birileri için ideal olan uğruna mücadele edilen, birileri için sadece para kaynağı…

Rant kapısı…

Geçim dünyası…

Yazık… Hem de çok yazık.

Tamam, başkası değil partiliniz kazansın.

Bu da anlayışla karşılanır, ama kardeşim delegenize bari saygılı olun. Ona bozuk kumanyayı nasıl reva görürsünüz. Üç kuruşluk kar için nasıl sağlıksız, bozulmuş gıdayı yedirirsiniz.

Kılıçdaroğlu bu işin peşini bırakmamalı. Partisi için her türlü fedakârlığı yapan delegeye bozuk gıdayı yediren sorumlulardan ve o yemek fabrikasından hesap sormalı.

Hesap sormakla kalmamalı onlar hakkında davacı olmalı.

Kısacası uzman oldukları kurultay yapma becerisini bu defa gösteremediler.

En başarılı oldukları bir alanda, başarısız oldular.